Browsing by Author "Karabulut, Hasan"
Now showing 1 - 16 of 16
- Results Per Page
- Sort Options
Item A hybrid therapy as a third approach for type 1 proximal endoleak of thoracic endovascular aortic replacement: Caroticocarotid bypass and re-redo endovascular therapy(ELSEVIER SCIENCE BV, 2013-01-01) Ariturk, Cem; Okten, Murat; Dagdelen, Sinan; Toraman, Fevzi; Karabulut, HasanIntroduction: In selected cases with thoracic aortic aneurysm (TAA), thoracic endovascular aortic replacement (TEVAR) is commonly used and shall be proper therapy method. We are presenting a case of TAA previously treated twice by endovascular aortic approaches and complicated by type 1 endoleak. Case: A 67-year-old male patient was admitted to our clinic with back pain at rest. He underwent TEVAR five years ago, twice in 6 month. With contrasted computed tomography of chest and abdomen, a new type 1 proximal endoleak was diagnosed, and after routine preoperative follow up, the patient was operated on. At the same session right to left caroticocarotid bypass and re-redo TEVAR were performed. The new endovascular graft was placed as the proximal landing zone to be set between left carotid artery and brachiocephalic truncus. The patient was discharged on postoperative day 4 without any problems. Conclusion: As new techniques and methods have been developed, mortality rates have decreased to 2-3\% but in older and high risk patients, mortality rates still remain high {[}1]. TEVAR is a safe and effective treatment method in the proper and selected patients with thoracic artery aneurysm {[}2]. Moreover, TEVAR can also be performed as a part of hybrid procedures for arcus aortic aneurysms {[}3]. But it should be kept in mind that late secondary intervention rates are higher in TEVAR. (C) 2013 Production and hosting by Elsevier B.V. on behalf of King Saud University.Item Acute left main coronary artery occlusion following TAVI and emergency solution(TURKISH SOC CARDIOLOGY, 2011-01-01) Dagdelen, Sinan; Karabulut, Hasan; Alhan, CemItem Ciddi Sol Ventrikül Disfonksiyonuna Bağlı Kalp Yetersizliği Olan Kalp Cerrahisi Hastalarında Preoperatif Levosimendan Kullanımı(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-01-01) Şenay, Şahin; Toraman, Fevzi; Dağdelen, Sinan; Karabulut, Hasan; Alhan, CemÖZET Amaç: Bu çalışmada ileri derecede sol ventrikül fonksiyon bozukluğuna bağlı kalp yetersizliği olan kalp cerrahisi hastalarında preoperatif levosimendan kullanımının klinik ve hemodinamik etkilerini değerlendirmeyi amaçladık. Çalışma planı: Kardiyopulmoner bypass altında kalp cerrahisi planlanan sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu ≤ %30 olan 10 hasta prospektif olarak çalışmaya dahil edildi. Hastalara operasyondan 4 saat önce başlanıp toplam 24 saat devam edecek şekilde 0.1 mcg/kg/dk dozunda levosimendan uygulandı. Operasyon öncesinde, postoperatif 5. gün ve 1. ayda sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu ölçümleri yapıldı. Postoperatif dönemde 0,4,6,12 ve 24. saatlerde kardiyak indeks, pulmoner kapiller uç basıncı, sistemik vasküler rezistans indeksi, pulmoner vasküler rezistans indeksi, ortalama arteryel basınç, santral venöz basınç, ortalama pulmoner arter basıncı ölçülerek kaydedildi. Bulgular: Tüm hastalara koroner bypass operasyonu yapıldı, ek olarak bir hastada aort kapak replasmanı, bir hastada triküspit kapak tamiri, bir hastada mitral kapak tamiri, bir hastada da sol ventrikül anevrizmektomi işlemi yapıldı. Hastaların ortalama Euroscore puanları 6.5±2.7 idi. Postoperatif dönemde intaaortik balon pompası kullanımı gerekmedi. İnme, böbrek yetmezliği, major infeksiyon ve 1 aylık mortalite gözlenmedi. Pulmoner kapiller uç basıncı postoperatif dönemde istatiksel olarak anlamlı bir şekilde azaldı (p =0.001). Hastaların ortalama takip süresi 11.6± 5.7 ay (range: 4–17) idi. Geç dönemde mortalite veya tekrar kardiyak girişim gereksinimi gözlenmedi. Sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu ölçümleri (operasyon öncesinde; postoperatif 5. gün ve 1. ayda) 27.5±3.1; 37.1±5.4 ve 40.3±10.7 (%) olarak gözlendi (p=0.01). Sonuç: İleri derecede sol ventrikül fonksiyon bozukluğuna bağlı kalp yetersizliği olan kalp cerrahisi hastalarında operasyon öncesi levosimendan kullanımı hemodinamik fonksiyon ve klinik sonuçları iyileştirebilir.Item Çok Nadir Görülen Bir Vasküler Patoloji: İntravasküler Fasiitis (Psödosarkom) ve Cerrahi Tedavisi(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-04-01) Senay, Sahin; Alhan, Cem; Karabulut, Hasan; Bilgi, Selçuk; Dinçer, Alp; Toraman, FevziÖZET İntravasküler fasiitis (psödosarkom) yüzeyel veya derin fasyadan köken alan ve küçük/ orta arter ve venleri tutabilen benign reaktif myofibroblastik pro liferasyondur. Nadir görülen bir patolojidir. Progresif vasküler tutulum ile seyredebilir ve malign neoplazmlar ile karıştırılabilir. Bu çalışmada kliniği mizde cerrahi olarak tedavi edilen sol subklavian ven yerleşimli intravaskü ler fasiitisli bir olgu sunulmuştur.Item Endoskopik Safen Ven Hazırlanması: Türkiye’deki İlk Deneyimler(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2014-10-01) Arıtürk, Cem; Ökten, Murat; Güllü, Ümit; Şenay, Şahin; Kılıç, Leyla; Adıgüzel, Mehtap; Toraman, Fevzi; Karabulut, Hasan; Alhan, CemÖZET Amaç: Endoskopik safen ven grefti hazırlanması (EVH) son yıllarda, bazı kli niklerde rutin olarak kullanılmakta olan ve postoperatif dönemde morbidi teyi azaltıp hasta memnuniyetini arttıran bir cerrahi tekniktir. Hastalar ve Yöntemler: Acıbadem Maslak ve Acıbadem Kadıköy Hastaneleri’nde Ekim 2012 ile Mart 2013 tarihleri arasında safen ven greftleri (SVG); kapalı, karbondioksit insuflasyonu kullanılarak endosko pik yöntem ile (The VasoViewTM System, Maquet) hazırlanan 55 vaka ince lendi. Hastaların endoskopik teknikle hazırlanan SVG’lerinin uzunlukları, toplam SVG hazırlanma süresi, postoperatif ağrı skorları, hematom-yara yeri enfeksiyonu gibi lokal bulguları ve gelişen diğer komplikasyonlar kaydedildi. Bulgular: Tüm hastalarda SVG, EVH yöntemi ile hazırlandı, açık tekniğe geçiş olmadı. 2 hastada hazırlanan SVG’lerde gözlenen lokal disseksiyon alanları nedeni ile kısmi olarak kullanılamayan segmentler saptandı. Sonuç: Özellikle EVH tekniğini öğrenme sürecinin tamamlanmasının ardın dan EVHnin hem hastanın kozmetik memnuniyeti açısından hem de posto peratif morbiditeyi azaltması açısından başarılı olacağını düşünmekteyiz.Item Erişkin Kalp Cerrahisinde Ekstrakorporeal Dolaşım Sırasında NIRS Yöntemi ile Hepatik ve Renal (somatik) Oksijen Saturasyonu Takibi Anlamlı mı?(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-07-01) Toraman, Fevzi; Özgen, Serpil Ustalar; Arıtürk, Cem; Sayın, Jülide; Erkek, Esin; Güçlü, Pınar; Ökten, Murat; Güllü, Ümit; Şenay, Şahin; Tektürk, Murat Burak; Karabulut, Hasan; Alhan, CemÖZET Amaç: Erişkin açık kalp cerrahisinde, NIRS yöntemiyle karaciğer ve böbrek dokusu oksijen saturasyonu (KSO2 ,BSO2) ölçümünün, sonuç parametrele ri üzerine olan etkisinin araştırılması. Hastalar ve Yöntemler: Üniversitemiz etik kurul onayı ve onamları alınan ko roner bypass cerrahisi olacak 88 hasta prospektif olarak çalışmaya alındı. Hastalara kliniğimizin rutin açık kalp cerrahisi protokolu dışında preopera tif dönemde, USG ile karaciğer ve sağ böbreğin cilde en yakın yerleri sapta narak operasyon sırasında bu lokalizasyonlara yerleştirilen NIRS problarıy la karaciğer ve böbrek satürasyonlarının takipleri alındı. Ölçümler; indük siyon öncesi (T1), indüksiyon sonrası (T2), ekstrakorporeal dolaşımın (EKD) 10. dk.sı (T3), EKD’ın 20. dk.sı (T4), ısınma sonrası (T5), EKD bitiminde (T6) tekrarlandı.. Aynı süreçlerde pH, pCO2, pO2, laktat, ortalama arter basıncı ve kalp hızı (KH) değerleri de kaydedildi. Karaciğer ve böbrek fonksiyonları preoperatif, postoperatif 2. ve 4. günlerde kreatinin, üre, ALT, AST değerle riyle değerlendirildi. Sonuçlar Pearson korelasyonu ile karşılaştırıldı. Bulgular: Karaciğer ve böbrek oksijen saturasyonu değerleri T2 periyodu dı şında paralel değişim göstermiş olup Pearson korelasyonu yaklaşık r:0,6 dü zeylerinde p<0,001 bulunmuştur. Böbrek saturasyonundaki yüzde değişim ile preoperatif ve postoperatif üre, kreatinin değerleri arasında anlamlı ko relasyon bulunamadı. T2, T4, T5 periyotlarındaki karaciğer saturasyonu yüz de değişimi ile postoperatif 4. gün AST değerleri arasında zayıf ama anlam lı bir korelasyon (r: 0,220 p<0,03 ) vardı. Sonuç: NIRS yöntemi ile erişkinlerde serebral, pediatrik hastalarda serebral ve somatik doku oksijen satürasyonları takip edilmektedir. Çalışmamızda; NIRS değerleri, hemodinamik parametrelerdeki stabilite ile uyumluluk gösterse de, erişkinlerde somatik oksijen satürasyonu takibinin anlamlı olduğunun söylenebilmesi için, perioperatif renal ve hepatik iskemi riskli obez olmayan hastalarda çalışmanın tekrarlanması gerektiği kanısındayız.Item Hybrid synchronous treatment of two separate cardiovascular pathologies: Coronary artery bypass grafting and endovascular aortic replacement(BAYCINAR MEDICAL PUBL-BAYCINAR TIBBI YAYINCILIK, 2018-01-01) Anturk, Cem; Bayrak, Fatih; Okten, Eyup Murat; Erdemli, Ozcan; Karabulut, HasanCoronary artery disease and abdominal aortic aneurysm may frequently be together, particularly in elderly patients. Treatment strategies should be tailored according to the needs and specific properties of each patient. Hybrid synchronous procedures may be a choice of therapy in these patients, as well as staged procedures. Herein, we present the first hybrid synchronous case of Turkey to treat two separate cardiovascular pathologies.Item Is increased perfusion pressure really necessary during cardiopulmonary bypass?(OXFORD UNIV PRESS INC, 2012-01-01) Alhan, Cem H.; Toraman, Fevzi; Karabulut, HasanItem Kardiyak Lenfoma; Olgu Sunumu ve Derleme(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-10-01) Ökten, Eyüp Murat; Şenay, Şahin; Güllü, Ahmet Ümit; Öztürk, Ahmet; Toraman, Fevzi; Bavbek, Cengiz; Karaarslan, Ercan; Karabulut, Hasan; Bilgi, Selçuk; Alhan, CemÖZET Kardiyak lenfoma çok nadir görülen ve ileri derecede agresif seyirli maligni tedir. Erken tanı ve tedavi uygulaması prognozu belirleyen temel faktörler dendir. Bu çalışmada kliniğimizde tedavi edilen sağ atrial yerleşimli kitle ile karakterize diffüz büyük B hücreli lenfomalı bir olgu sunulmuş ve konu ile ilgili literatür derlenmiştir.Item Microcirculatory Response to Blood vs. Crystalloid Cardioplegia During Coronary Artery BypassGrafting With Cardiopulmonary Bypass(FRONTIERS MEDIA SA, 2022-01-01) Aykut, Gueclue; Ulugoel, Halim; Aksu, Ugur; Akin, Sakir; Karabulut, Hasan; Alhan, Cem; Toraman, Fevzi; Ince, CanBackground: Blood cardioplegia attenuates cardiopulmonary bypass (CPB)-induced systemic inflammatory response in patients undergoing cardiac surgery, which may favorably influence the microvascular system in this cohort. The aim of this study was to investigate whether blood cardioplegia would offer advantages over crystalloid cardioplegia in the preservation of microcirculation in patients undergoing coronary artery bypass grafting (CABG) with CPB.Methods: In this prospective observational cohort study, 20 patients who received crystalloid (n = 10) or blood cardioplegia (n = 10) were analyzed. The microcirculatory measurements were obtained sublingually using incident dark-field imaging at five time points ranging from the induction of anesthesia (T-0) to discontinuation of CPB (T-5).Results: In the both crystalloid {[}crystalloid cardioplegia group (CCG)] and blood cardioplegia {[}blood cardioplegia group (BCG)] groups, perfused vessel density (PVD), total vessel density (TVD), and proportion of perfused vessels (PPV) were reduced after the beginning of CPB. The observed reduction in microcirculatory parameters during CPB was only restored in patients who received blood cardioplegia and increased to baseline levels as demonstrated by the percentage changes from T-0 to T-5 (\%Delta)(T0-T5) in all the functional microcirculatory parameters {[}\%Delta TVDT0-T5(CCG): -10.86 +/- 2.323 vs. \%Delta TVDT0-T5(BCG): 0.0804 +/- 1.107, p < 0.001Item Multipl Risk Faktörü Olan Bir Hastada Endoluminal Bilateral Femoropopliteal Bypass(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-04-01) Alhan, Cem; Karabulut, Hasan; Şenay, Şahin; Toraman, Fevzi; Çağıl, HüseyinÖZET Bu olgu sunumunda protez mitral kapağı olan ve meme karsinomu nedeniyle mamoplasti operasyonu geçirmiş olan 66 yaşında bir bayan hastadaki bilate ral femoropopliteal seviyede multipl kritik uzun segment stenozun endolümi nal yöntem ile tedavisi anlatılarak bu yöntemin etkinliği tartışıldı.Item Near İnfra Red Spektroskopisi (NIRS) Gerçekten Doku Saturasyonunu Ölçüyor mu?(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-07-01) Toroman, Fevzi; Erkek, Esin; Güçlü, Pınar; Sayın, Jülide; Arıtürk, Cem; Ökten, Eyüp Murat; Şenay, Şahin; Karabulut, Hasan; Alhan, CemÖZET Amaç: Açık kalp cerrahisi sırasında kullanılan ekstrakorporeal dolaşım uygulamasının neden olduğu dolaşım fizyolojisindeki değişikliğin (nonpulsatil akım) serebral dolaşım üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu bilinmektedir. Serebral dolaşımdaki bu değişikliklerin Near Infrared Spektroskopisi (NIRS) ile yakından izlenmesinin sonuç parametrelerini olumlu yönde etkilediğinin gösterilmesi, NIRS’in açık kalp cerrahisinde kullanım alanı bulmasına neden olmuştur. Ancak NIRS yöntemi ile yapılan ölçümlerde elde edinilen değerlerin güvenilirliği ile ilgili kuşkuların olması, bu değerlerin karşılaştırılacağı güvenilir başka parametrelerin (altın standart ) olmaması, NIRS’in yaygın kullanımını etkileyen en önemli neden olmuştur. Biz bu çalışmamızda arter ve ven kanı örneklerini alabileceğimiz bir dokunun (biseps kası) NIRS ile ölçülen saturasyon değerini, matematiksel olarak hesaplanan saturasyon değeri ile karşılaştırarak NIRS’in güvenirliğini göstermeyi amaçladık. Hastalar ve Yöntemler: Elektif baypas cerrahisi sonrası yoğun bakım ünitesinde ekstübe olan 35 hasta prospektif olarak çalışmaya alındı. Hastaların mevcut arteriyal kanülasyonlarının olduğu taraftaki üst kol çevresine prob bağlanarak doku oksijen saturasyonu ölçümü yapıldı. Aynı zamanda aynı taraftaki radial arterden ve brakial venden kan örnekleri alındı ve kan gazı analizi yapılarak, buradan elde edilen bilgilerden matematiksel olarak saturasyon hesabı (arterial saturasyonun 1/3’ü + venöz saturasyonun 2/3’ü) yapıldı. Ölçülen ve matematiksel olarak hesaplanan saturasyon değerleri arasındaki Pearson korelasyonuna bakıldı. Bulgular: NIRS yöntemi (INVOS cihazı) ile ölçülen saturasyon değeri ile matematiksel olarak hesaplanan saturasyon değerleri arasındaki Pearson korealasyon katsayısı 0,87 p=0,0001 olarak bulundu. Sonuçlar: rSO2 ile mSO2 arasında güçlü bir korelasyonun (r=0,87) bulunması, NIRS’ın çocuk hastalarda olduğu gibi erişkin hastalarda da, somatik doku saturasyonu ölçümü için kullanılabileceği konusunda umut verici olduğu kanısındayız.Item Simultaneous endovascular stent and renal stent placement for acute type B aortic dissection with malperfusion of kidney(ELSEVIER SCIENCE BV, 2012-01-01) Dagdelen, Sinan; Aydin, Ebuzer; Karabulut, HasanAcute aortic dissection frequently causes life-threatening organ ischemia. The optimal therapy for acute type-B aortic dissection is still controversial. Surgery for acute dissection with organ malperfusion is known to carry a high morbidity and mortalityItem Successful Management of Mediastinitis After Bentall Procedure(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2014-01-01) Arıtürk, Cem; Akay, Mehmet Hakan; Şenay, Şahin; Güllü, Ahmet Ümit; Karabulut, Hasan; Alhan, Hüseyin CemABSTRACT Purulent mediastinitis with an ascending aortic composite valve conduit is a serious dilemma for surgeons who must choose between changing or saving the prosthetic graft. Here, we treated a mediastinitis case without explanting and replacing the ascending aortic prosthetic valve conduit and instead saved the conduit with aggressive debridement, irrigation and omental transposition. The patient was discharged at postoperative 42nd day, control examination revealed no active infection or mechanical complications at 3 monthItem The feasibility of robotic-assisted concomitant procedures during mitral valve operations(BAYCINAR MEDICAL PUBL-BAYCINAR TIBBI YAYINCILIK, 2019-01-01) Gullu, Ahmet Umit; Senay, Sahin; Kocyigit, Muharrem; Okten, Eyup Murat; Dumantepe, Mert; Karabulut, Hasan; Alhan, CemBackground: In this study, we present our clinical experience and midterm results with the robotic-assisted concomitant procedures during mitral valve operations. Methods: Between March 2010 and February 2018, a total of 34 patients (8 males, 26 femalesItem Use of bone wax is related to increased postoperative sternal dehiscence(TERMEDIA PUBLISHING HOUSE LTD, 2014-01-01) Alhan, Cem; Ariturk, Cem; Senay, Sahin; Okten, Murat; Gullu, A. Umit; Kilic, Leyla; Karabulut, Hasan; Toraman, FevziAim: To investigate the relation between use of bone wax and postoperative sternal dehiscence after cardiac surgery. Material and methods: Five thousnad three hundred and eighteen consecutive patients who underwent cardiac surgery between 1999 and 2009 were evaluated prospectively. Perioperative use of bone wax, perioperative data and outcome parameters were recorded. Multivariate logistic regression analysis was performed to define independent risk factors for postoperative sternal dehiscence. Results: Bone wax was used in a total of 1151 (21\%) patients. Postoperative sternal dehiscence was detected in 88 (1.6\%) patients. The postoperative sternal dehiscence rate was 1.4\% in patients without bone wax and 2.5\% in patients with bone wax (p = 0.001). The rate of bone wax use was 36.4\% in patients with sternal dehiscence and 21.4\% in patients without sternal dehiscence (p < 0.001). Independent risk factors for postoperative sternal dehiscence were defined as: age > 70 (OR = 1.9, 95\% CI: 1.2-3.1, p = 0.005), chronic obstructive lung disease (OR = 2.4, 95\% CI: 1.5-3.9, p < 0.001), use of bone wax (OR = 1.6, 95\% CI: 1.03-2.5, p = 0.03), nonelective operation (OR = 2, 95\% CI: 1.1-3.4, p = 0.009), and body mass index > 30 (OR = 2.2, 95\% CI: 1.4-3.5, p < 0.001). Conclusions: Our findings suggest that use of bone wax may be associated with increased postoperative sternal dehiscence after cardiac surgery. Thus liberal use of bone wax should be restricted.