Araştırma Makaleleri
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11443/40
Browse
Item Makula Deliği Tedavisinde Brilliant Mavisi Yardımı ile İnternal Limitan Membran Soyulması(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-07-01) Özkırış, AbdullahÖZET Amaç: İdyopatik makula deliği (İMD) olan olgularda brilliant mavisi yardımı ile internal limitan membran (ILM) soyulmasının anatomik ve görsel sonuçlarının değerlendirilmesi. Metod: İdyopatik makula deliği nedeniyle PPV ile kombine brilliant mavisi yardımı ile ILM soyulması uygulanan 32 olgunun 32 gözüne ait veriler retrospektif olarak incelendi. Olguların 10’u erkek, 22’i bayan olup ortalama yaşları 64.4 yıl idi. Tüm olgularda cerrahi öncesi ve sonrası görme keskinliği, slit-lamp biomikroskopi, göz içi basıncı (GİB) ölçümü, fundus muayenesi, fundus floresein anjiografi (FFA) ve optik koherens tomografi (OKT) içeren tam bir oftalmolojik muayene yapıldı. Bulgular: Cerrahi öncesi ortalama görme keskinliği 0.098 Snellen sırası idi. Ortalama takip süresi 9.2 ay olup cerrahi sonrası görme artışı veya aynı görme keskinliği olguların %93.7’inde saptandı. Ortalama görme artışı 3.2 Snellen sırası olarak saptandı. Cerrahi sonrası en sık gözlenen komplikasyon katarakt gelişimi idi (%59.0). Postoperatif dönemde iki gözde (%6.2) regmatojen retina dekolmanı gelişti. Ameliyat sonrası kapanmayan makula deliği oranı %12.5 olup tekrar cerrahi sonrası 2 olguda makula deliği kapandı. Nüks delik oranı ise %3.1 (1 göz) idi. Sonuç: ERM’lı olgularda, PPV ile birlikte brilliant mavisi ile ILM soyulmasının etkin ve güvenilir bir yöntem olduğunu, görme keskinliğini arttırdığını gözlemledik.Item Helikobakter Pilorinin Midede Yerleşim Yeri(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-07-01) Tiftikçi, Arzu; Çiçek ,Bahattin; Vardareli, Nesliar Eser; Saruç, Murat; Sağlıcan, Yeşim; Tözün, NurdanÖZET Amaç: Helikobakter pilori (H.pilori) gastrotropik bir bakteridir. Sadece mide epitelinde kolonize olabilir. Mide içerisinde yerleşim yeri; varlığını test etmek istediğimiz zaman daha da önem taşır. Kronik yüzeysel H.pilori gastriti zamanla atrofik gastrite sebep olur ve gastrit daha çok korpus baskın hale gelir. Böylece aslında antruma yerleşmeyi seven H.pilorinin yaş ilerledikçe veya atrofi geliştikçe korpusa yerleştiği düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı; hem antrum hem de korpustan biyopsi alınan ve H.pilorinin pozitif saptandığı hastalarda bakterinin yerleşim yerini araştırmaktır. Hastalar ve Yöntem: Mart 2009 ile Ekim 2009 tarihleri arasında Acıbadem Kozyatağı ve Maslak hastanelerinde endoskopi yapılarak hem korpus hem de antrumdan biyopsi alınan tüm hastaları retrospektif olarak inceledik. H.pilori saptanan hastalarda bakterinin yerleşim yerini araştırdık. Bulgular: Toplam 290 hasta çalışmaya alındı. H.pilori hastaların %37’sinde pozitifti. 290 hastanın 182’sinde (106 kadın, 76 erkek; ortalama yaş 41 (20–88)) H.pilori bulunmuyordu. 108 (55 kadın, 53 erkek; ortalama yaş 41 (19–76)) H.pilori pozitif hastanın 85 (%78)’inde bakteri hem antrum hem de korpusta kolonize, 19 (%17)’unda sadece antrumda, 4 (%3.7)’ünde sadece korpusta kolonize idi. Atrofi H.pilori negatif hastaların 6’sında (%3.3), pozitif hastaların 4’ünde (%3.7) vardı. Antrumda saptanmayıp korpusta H.pilori olan 4 hastanın sadece birinde atrofi vardı. H.pilorinin yerleşim yeri ile hastalarin yaşı, cinsiyeti, reflü özofajiti, ülser, atrofi, intestinal metaplazi varlığı arasında ilişki yoktu. Sonuç: Bu retrospektif çalışmaya göre antrumda H.pilori saptanmayan hastalarda korpusta H.pilori saptanma olasılığı çok düşüktür. H.pilorinin endoskopik biyopsilerle tanımlanmasında sadece antrum biyopsisi önerebilmek için daha geniş olgulu çalışmalara ihtiyaç vardır.Item Dopamin Reseptör Agonisti Maddelerin Sıçan Beyni Striatal Dilimlerinde Kolin ve Asetilkolin Salıverilmesine, Doku Kolin, Asetilkolin ve Fosfolipid Düzeylerine Etkisi(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-07-07) Ulus, İsmail HakkıÖZET Amaç: Bu çalışmanın amacı dopamin reseptör agonisti maddelerin sıçan striatal beyin dilimlerinden asetilkolin ve kolin salıverilmesine ve doku asetilkolin, kolin ve fosfolipid düzeylerine etkilerini incelemektir. Yöntemler: Başları kesilerek öldürülen 250-350 g ağırlığında erkek SpraqueDawley türü sıçanlardan beyinler hızla çıkarıldı ve soğutulmuş fizyolojik solüsyon içinde striatal bölge çıkarıldı ve 0,3 mm kalınlığında dilimlendi. Dilimler oksijene edilen ve ısıtılan fizyolojik Krebs solüsyonu ile bazal koşullarda, elektrikle ya da yüksek potasyumla uyarılarak perfüze (0,6 ml/dakika) edildiler. Dopamin agonistleri perfüzyon ortamına değişik konsantrasyonlarda eklendi ve toplanan perfüzatlarda asetilkolin ve kolin ölçüldü. Deneyin sonunda ve dopamin agonistleri eklenmeden önce dilimlerden örnekler alınarak doku asetilkolin, kolin, protein, DNA ve fosfolipid düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Perfüzyon ortamına değişik konsantrasyonlarda eklenen dopamin reseptör agonistleri [dopamin (1-100 μM), apomorfin (1-100 μM), bromokriptin (0,1-10 μM), piripedil (1-100 μM), kuinpirol (1-10 μM) ve SKF 38393 (1 ve 10 μM) bazal koşullarda salıverilen asetilkolin ve kolin miktarını değiştirmedi. Secici D1 agonisti olan SKF 38393 ise, ortamda 100 μM düzeyde bulunduğunda asetilkolin salıverilmesini arttırdı. Elektrikle ya da yüksek potasyumla (50 μM) uyarılma durumunda dilimlerden asetilkolin salıverilmesi 7-20 kat kadar arttı. Ortamda apomorfin, piripedil ya da kuinpirol bulunması uyarılmanın yol açtığı asetilkolin salıverilmesini konsantrasyona bağlı olarak azalttı. Diğer agonistler (dopamin, bromokriptin ve SKF 38393) ise, uyarılmanın neden olduğu asetilkolin salıverilmesine etkisizdi. Dopamin reseptör agonistleri dilimlerden kolin çıkışını, doku asetilkolin, kolin ve fosfolipid düzeylerini etkilemedi. Sonuçlar: Bu bulgular dopamin reseptör agonistlerinin bazal koşullarda striatal dilimlerden asetilkolin ve kolin çıkışına etkisizken, uyarılan dilimlerden asetilkolin çıkışının bazı agonistlerce (apomorfin, piripedil ve kuinpirol gibi) baskılandığı göstermektedir. Dopamin reseptör agonistlerinin striatal dilimlerde kolin çıkışını, doku asetilkolin, kolin ve fosfolipid düzeylerine etkisi yoktur.