2013
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11443/58
Browse
Item 73 yaşında Kadın Hastada Ateroklerotik Kalp Hastalığına Eşlik Eden Cor Triatriatum Sinister(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-04-04) Mavioğlu, Levent; Mungan, Ufuk; Özeke, Özcan; Ertan, Çağatay; Özatik, Mehmet AliÖZET Cor triatriatum sinister oldukça nadir görülen bir konjenital kalp hastalığı olup sol atriumun, fibromüsküler membran ile iki faklı bölmeye ayrılması ile karakterizedir. İlk olarak 1868’de Church tarafından rapor edilmiştir (1). Oldukça nadir olarak gözlenen bu kardiyak anomalinin insidansı pediatrik yaş grubunda %0.1-0.4’tür. Erişkinlerde çok daha nadir olarak görülmekte olan cor triatriatumun tanısı ise sıklıkla rastantısal olarak konulmaktadır (2). Klasik olarak, hastalara neonatal dönemde veya erken infant dönemin de tanı konulsa da bazı vakalar erişkin döneme kadar saptanamayabilmek tedir. Vaka sunumumuzda, koroner arter hastalığı nedeniyle cerrahi plan lanan ve preoperatif incelemede rastlantısal olarak cor triatritum sinister saptanan 73 yaşındaki kadın hastadan bahsedilmiştir.Item A Study for the Evaluation of the Role of Executive Leadership at Professional Life and an Institutionalization Process of a Hospital(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-07-01) Moloğlu, Vedat; Gümüş, Sefer; Bektaş, Gülfer; Aydoğan, Zeynep; İrban, ArzuABSTRACT Aim: Nowadays, in the health care sector there is severe competition among private hospitals due to very sudden increase in the number of hospitals. In health care services, executive leadership is very important in making a critical decisions and performing changes for improvement. In order to make a strategic planning of healthcare management, this study was designed to highlight what lower echelon executives think about the roles of leaders for the medical community at the work life and at the institutionalization process of a hospital. Material-Method: After approval by hospitals’ administration, thirty lower echelon executives were included in the study. A questionnaire was sent. Results: It was seen that leaders of the medical community in their hospitals did not use their leadership skills, although they emphasized the importance of the process of institutionalization of a hospital, they do not take step forward in this issue. Conclusion: This study revealed that managers should improve their leadership’s skills, they should be unafraid to take step toward institutionalization, and also they should take other workers’ ideas into the consideration.Item Acıbadem University, School of Medicine, ‘Clinical Medicine and Professional Skills’ Program: Qualitative Evaluation of Medical Professionalism Outcomes(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-10-01) Şahiner, Melike; Topsever, Pınar; User, İnci; Bakırcı, Nadi; De Grave, WillemABSTRACT Purpose: Changing healthcare needs of the modern society in epidemiolog ical transition created the necessity to embed the professionalism context into medical education.Undergraduate medical education programs now adopt new approaches including different educational strategies, teach ing and learning techniques as well as redefined competence areas for medical professionalism; for example, communicational skills, attitudinal and ethical issues, teamwork, evidence based practice, early exposure to clinical and ethical reasoning, preparation for practice can be mentioned. These new trends in medical education are believed to benefit good medi cal practice and a person centered approach of future medical professionals, thus increasing quality of care. At Acıbadem University School of Medicine the medical education curriculum is structured according to the new per spectives of medical education principles and a new pre-clinical profes sionality program which is called Clinical Medicine and Professional Skills (CMPS). The CMPS program is providing the students a broad understand ing of professionalism, ethics, communication and clinical skills, and some basic procedural skills before attending the clerkship years. At the end of the 2011-2012 academic year, the first three years of the CMPS program were completed and the students passed to the second phase (clerkship period). This study aims to describe the perception of students and teachers at ACUMS about professionalism outcomes of the program. Patients and Methods: This is a qualitative study using phenomenological research strategy with a face-to-face interview data collection method. Conclusion: The results of this study showed that early exposure to profes sionalism domains in under graduate medical education creates a high level of professional self-awareness going along with corresponding expecta tions from the forth following medical education infrastructure in students. They have high levels of expectations from the medical curriculum in the clinical phase, the training sites and infrastructure. They also expect their clinical teachers to be “good professional role models and good teachers”.Item Acil Servise Ambulansla Başvuran Hastaların Aciliyetinin Retrospektif Değerlendirilmesi(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-04-04) Yaylacı, Serpil; Cimilli Öztürk, Tuba; Çelik Yılmaze, SedaÖZET Amaç: Yeni hizmete açılan hastane acil servisine ambulansla gelen hastala rın aciliyetini geriye dönük değerlendirmek. Hastalar ve Yöntem: Acil servise ambulansla getirilen çocuk ve yetişkin hastaların aciliyetleri, tıbbi kayıtlar ve International Classification of Dise ases-10 (ICD-10) tanı kodları incelenerek Uluslararası 32 Acil Durum Para metresi Listesi’ne göre değerlendirildi. Hastaların aciliyet durumları; yaş, cinsiyet, başvuru saati, acil serviste kalış süresi, sosyal güvence ve yatış gerekliliğine göre incelendi. Bulgular: 114 ambulans başvurusunun %62,3’ü acil olarak değerlendirildi. Acil başvuruların %36.8’i travma, %16.9’u enfeksiyöz, %16.9’u nörolojik ve %15.4’ü kardiyovasküler nedenler ile ilgili idi. Cinsiyet, acil servise başvurunun mesai saati içinde ya da dışında gerçek leşmiş olması, aciliyetle ilişkili değildi. Aciliyet, hastaların acil serviste kalış süresi üzerinde etkisizdi. Sonuç: Ambulansla acil servise gelen ve aciliyeti olan hastalar daha sıklıkla yaşlı, yatışı gereken ve ücretli hasta grubundandı.Item Adult Ileocolic Intussusception Due to an Intestinal Lipoma(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-01-01) Sekmen, Ümit; Bircan, HüseyinABSTRACT Intussusception is a disease of childhood and almost always the etiology is idiopathic. We report the case of an 85-year-old woman with ileocolic intus susception that was diagnosed by abdominal computed tomography. With the symptoms of abdominal pain, distention, nausea and vomiting, she subsequently underwent emergency right hemicolectomy. The final diag nosis was ileocolic intussusception due to lipoma, which was confirmed by histopathology. In elderly, frequent diarrhea attacks, coliky pain and incom plete obstruction should be taken into consideration as a possible diagnosis in this uncommon clinical condition.Item Akut İnferior Miyokard İnfarktüsü ile Gelen Hastada Sağ Sinus Valsalvadan Köken Alan Dominant Sirkumfleks Arter Oklüzyonu ve Sağ Radial Arter Yoluyla Yapılan Başarılı Primer Perkütan Koroner Girişim(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-04-04) DEğirmencioğlu, Aleks; Akyol, AhmetÖZET Primer perkütan koroner girişim ST elevasyonlu miyokard infarktüsünde ilk tercih edilen tedavi yöntemi olup son yıllarda bu işlemin radial arter yoluy la yapılması popülarite kazanmıştır. Bununla birlikte, özellikle anatomik anormallikler varlığında radial yaklaşım bazen zor olabilmektedir. Bu ya zıda akut miyokard infarktüsü ile başvuran ve koroner anomalisi olmasına rağmen radial yoldan başarılı primer perkütan koroner girişim yapılan bir hasta sunulmuştur.Item Answer to “What is Your Diagnosis?” on p.22(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-01-01) İkbal Esen AydıngözItem Asymptomatic Lingual Papules and Telangiectasias Dilde Papül ve Telanjiektaziler(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-01-01) Mansur, Ayşe Tülin; Aydıngöz, İkbal EsenItem Beyinsapı Tümöründe Kontrlateral Transfrontal Ekstraventriküler Yaklaşımla Stereotaktik Biyopsi(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-07-01) Peker, Selçuk; Baykan, Nigar; Sav, Aydın; Hacıhanifioğlu, MehmetÖZET Beyinsapı lezyonlarında stereotaktik biyopsi güvenle kullanılmaktadır. Yirmidört yaşındaki bir kadın hastada brakium pontis yerleşimli bir lezyon saptanmıştır. Yerleşimi nedeni ile kontrlateral transfrontal ekstraventriküler yaklaşım ile stereotaktik biopsi alınmıştır. Histopatoloji sonucu glioblastome multiformedir. İşleme bağlı herhangi bir komplikasyon gelişmemiştir. Lateral yerleşimli beyinsapı lezyonlarında tentorium açıklığının yetmediği durumlarda, kontrlateral transfrontal yol güvenle kullanılabilir.Item Blow-Out Kırığı Olan Pediatrik Bir Hastada Endoskopik Endonazal Onarım(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-01-01) Baylançiçek, Serdar; Polat, Şenol; Üneri, CüneydÖZET Travma sonucu oluşan orbita blow-out kırıkları anatomik ve yapısal ne denlerden ötürü 7 yaş altındaki çocuklarda oldukça nadir görülmektedir. Bu yazıda, yüksekten düşme sonucu sağ orbita blow-out kırığı olan ve en doskopik endonazal cerrahi ile tedavi edilen 2 yaşında bir pediatrik hasta sunulmuştur.Item Carcinosarcoma of The Rectum Presenting as an Intraabdominal Abscess(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-04-04) Sekmen, Ümit, Bircan, HüseyinABSTRACT Carcinosarcoma is a very rare type of a tumor and tends to occur in the prox imal part of the digestive tract. We present an extremely rare case of a car cinosarcoma of the rectum with closed perforation and abscess formation. An 86 year-old woman was operated on with the diagnosis of intraabdom inal abscess and a low anterior resection and a Hartmann procedure was performed. Histopathological diagnosis of the tumor was carcinosarcoma. No adjuvant therapy was suggested by our oncology department because of the advanced age and comorbid cardiac and respiratory illnesses of the patient.Item Comment On Dermoscopic Features of Seborrheic Keratoses Following Cryotherapy(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-10) Aydıngöz, İkbal Esen; Mansur, Ayşe TülinABSTRACT Seborrheic keratosis (SK) is the most common benign tumor in older indi viduals. Freezing with liquid nitrogen has been widely used as a method of treatment. In one of our patients treated with cryotherapy, follow-up der moscopical image of the lesion raised a concern for regressing malignant lesion in the post treatment period. Information on the dermoscopy of SK treated with cryotherapy was not available. Consequently, we gathered and retrospectively analysed the pictures taken during healing periods of four SK without choosing a specific type. Besides dermoscopic structures specific for SK, coarse and fine gray granules arranged in a linear or annular pattern were also noted. These features have been reported in various malignant tumors before. Most of the time, clinical diagnosis of SK is not an issue; although rarely though rare malignant transformation of SK has been re ported. Furthermore, SK may be found with another malignant condition as a collision tumor. Consequently, we think all the dermoscopic features presented are compatible with cryotherapy induced lichenoid keratosis like lesions. As a conclusion, it is important to know and document the dermo scopic findings that occur in the post-cryotherapy healing period to prevent an impression of misdiagnosis or inadequeate therapy.Item Contrast Induced Nephropathy can be Surpassed with Meticulous Attention Even in Patients with Severe Renal Dysfunction(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-07) Değirmencioğlu, Aleks; Karakuş, Gültekin; Zencirci, Ertuğrul; Akyol, AhmetABSTRACT Contrast induced nephropathy (CIN) is one of the most important complications of the percutaneous coronary intervention (PCI) and may lead to dialysis especially in the presence of baseline high creatinine level. Here we describe coronary angiography and subsequent successful PCI of proximal left anterior descending (LAD) artery lesion without developing CIN in patient who has medically refractory angina pectoris and baseline very high creatinine level (6.3 mg/dl). This case report illustrates the potential role of invasive approach in patients with coronary artery disease even in the presence of severe renal dysfunction by using preventive measures and close monitoring.Item Effect of Breathing on Contralateral Breast Doses in Patients with Breast Carcinoma Receiving Radiotherapy(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-07-01) Tezcanlı, Evrim; Garipağaoğlu, Melahat; Şenkesen, Öznur; Küçucük, Halil; Göksel, Evren Ozan; Şengöz, Meriç; Aslay, IşıkABSTRACT Objectives: Radiotherapy (RT) for breast cancer results in scattered radiation doses to the contralateral breast (CB) which is found to be associated with an increased risk of secondary malignancy. This study investigates the dosimetric and volumetric changes in CB as a consequence of changes during the breathing cycle. Patients- Methods: Ten patients with breast carcinoma underwent breast conservative surgery or mastectomy receiving RT are included. For this study, planning CT (computerized tomography) images were obtained during deep inspiration (I) and end of expiration (E), as well as free breathing (FB) in order to simulate respiratory cycle. I and E images were registered to FB. Targets and CB were contoured by the same Radiation Oncologist on 3 image series. Three dimensional conformal or IMRT planning was done to obtain dose - volume information. Treatment plans and dose calculations were constructed using CT images taken during FB. Then, plan was exported to I and E image series. The significance of dose and volume changes was investigated. Results: Mean breast doses changed marginally between FB and I (p=0,057) while not significant between FB and E (p=0.58). There was a significant variation between I and F, and I and E for 1% of CB volume receiving maximum dose (p=0.008 and p=0.03) while it was not significant between FB and E (p=0.35). Intended dose constrains for CB were achieved for all patients as mean CB doses were less than 1 Gy and max CB doses were less than 3.5 Gy. However, these limitations exceeded during I phase in 6 out of 10 patients regarding maximum CB doses and 1 out of 10 patients for mean CB dose. Conclusion: Contralateral breast dose changes should be considered together with heart and lung dose changes during the different phases of respiratory cycle because maximum CB dose could exceed the upper limit in 60% of patients during I.Item Endometriosis of The Sigmoid Colon Mimicking Colon Cancer(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-07-01) Merter, Gülen; Leventoğlu, Sezai; Menteş, B. Bülent; Tokat, Fatma; Demirhan, Beyhan; Duru, F. Bahattin; Yörübulut, MehmetABSTRACT Endometriosis is one of the most common benign gynecological disorders in women of reproductive age. Intestinal involvement occurs in 3 to 37 percent of patients with pelvic endometriosis, usually affecting the rectosigmoid colon. Sometimes, the differential diagnosis of colorectal endometriosis from carcinoma of the colon and rectum is difficult due to similar colonoscopic and radiologic findings. We report a case of a 45-year-old woman presenting with intraabdominal mass and symptoms of bowel obstruction due to colonic endometriosis. An uneventful anterior resection of the sigmoid colon was performed. Histopathological examination of the resected colon revealed colonic endometriosis. This case demonstrates the difficulty of establishing an accurate pre-operative diagnosis and the ability of intestinal endometriosis to mimic colon cancer.Item Glutarik Asidüri Tip I: Makrosefali Ayırıcı Tanısında Düşünülmesi Gereken Bir Hastalık(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-01-01) Işık, Uğur; Kuter, ŞebnemÖZET Glutarik asidüri tip 1, otozomal resesif geçiş gösteren ender bir nörometa bolik hastalıktır. Lizin, hidroksilizin ve triptofan metabolizmasındaki gluta ril-koenzim A dehidrogenaz enzim aktivitesinin eksikliğine bağlı olarak or taya çıkar. Bu aminoasitlerin ve kısmen yıkılan ara ürünlerinin (glutarik asit, glutaril-koenzim A, 3-hidroksiglutarik asit, glutakonik asit) artışı, beyinde özellikle hareket kontrolü ile görevli bazal ganglionlarda birikerek hasara yol açar (1). Ensefalopatik kriz öncesinde karakteristik veya patognomonik belirti ve semptomların olmaması erken klinik tanıyı zorlaştırır (2). Bu olgu sunumunda amaç makrosefalik seyreden hastalara ailesel makrosefali ta nısı koymadan önce metabolik hastalıkların dışlanmasının önemini vurgu lamaktır.Item Hipokalemik Paralizi ile Klinik Belirti Veren Adrenokortikal Karsinom Olgusu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-01-01) Salman, Serpil; Meriçliler, Özlem Sezgin; Başaran, GülÖZET Sunulan olgu, hipokalemik paralizi nedeni ile araştırılırken glukokortikoid ve muhtemelen aldosteron- salgılayan adrenokortikal kanser tespit edilen 52 yaşında kadın hastadır. Adrenal kanserler çok nadir tümörlerdir ve prog nozları oldukça kötüdür. Hastalığın ağır hipopotasemi ile ortaya çıkması ise daha da seyrek görülen bir durumdur. Hasta, nadir bir olgu olmasının yanı sıra hipopotasemi saptanan bir kişide araştırılması gereken endokrinolojik problemlere dikkat çekmek amacı ile sunulmuştur.Item Klinik Araştırmalar Yönetmeliği’ne Bakış(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-10-01) İzgi, Cumhur; Ülman, Yeşim IşılÖZET Tıbbın bugün ulaştığı bilimsel düzeyin gerçekleşebilmesinin olanağını ya ratan insanlar üzerindeki klinik araştırmaların tarihi çok eskilere dayanır. Ancak bu süreç insan yaşamını olumsuz etkileyen örneklerle de doludur. Bu yaşanmışlıkların tekrarlanmaması, toplumun klinik araştırmalara olan güveninin, gönüllü haklarıyla birlikte araştırmacıların da korunabilmesinin sağlanması gibi temel olguların hayata geçmesi amacıyla araştırmaların etik değerlendirilmesinin gerekliliği genel kabul görmüş ve multidisipliner etik kurul yapılanmaları oluşturulmuştur. Demokratik hukuk devleti anla yışı ise bu yapılanmaların hukuki düzenlemelerinin de yapılmasını gerekli kılmaktadır. Türkiye’de de özel olarak insan gönüllüler üzerindeki klinik araştırmaları düzenleyen ilk hukuki metin 1993 yılında “İlaç Araştırmaları Hakkında Yönetmelik” olarak düzenlenmiştir. Ancak konu ile ilgili söz ko nusu düzenleme 2008 ve 2011 yıllarında yenilenen yönetmeliklerle yeni boyut kazanmıştır. Yasal düzenleme son olarak 13 Nisan 2013 tarihinde bir kez daha değişikliğe uğramıştır. Fakat yürürlüğe giren yönetmelik yine birçok tartışmalı noktayı içermektedir. Her yeni oluşturulan yönetmeliğin birçok eleştiriye maruz kalması, hatta yargı tarafından iptal edilmesi klinik araştırmaların yapılması ile ilgili standartların yerleşmesini engellemekte, araştırmacıları ve bilimi olumsuz etkilemektedir. Bu sürecin yaşanmasının temel etkenlerinden birisi de konunun asli ögelerinin sürece yeterli ölçüde katılımının sağlanamayarak, sadece bürokrasi kanadınca çözülmek isten mesidir. Oysa sağlık alanında çalışanların etik duyarlılıklarının geliştirilmesi için gerekli özenin gösterilmesi önemlidir. Bu nedenle yasalaşma sürecinde tüm tarafların da katılarak, temsil edildiği; insan sağlığını koruyan, top lumun gereksinimlerine yanıt veren, bilimsel ilerlemelere yol gösteren, uluslararası evrensel belgelerin ışığında düzenlemelerin hayata geçirilmesi demokratik, çoğulcu toplum düzenine katkı verecektir. Etik Kurullar yapıları gereği akademik ortamda buna zemin oluşturabilirler.Item Near İnfra Red Spektroskopisi (NIRS) Gerçekten Doku Saturasyonunu Ölçüyor mu?(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-07-01) Toroman, Fevzi; Erkek, Esin; Güçlü, Pınar; Sayın, Jülide; Arıtürk, Cem; Ökten, Eyüp Murat; Şenay, Şahin; Karabulut, Hasan; Alhan, CemÖZET Amaç: Açık kalp cerrahisi sırasında kullanılan ekstrakorporeal dolaşım uygulamasının neden olduğu dolaşım fizyolojisindeki değişikliğin (nonpulsatil akım) serebral dolaşım üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu bilinmektedir. Serebral dolaşımdaki bu değişikliklerin Near Infrared Spektroskopisi (NIRS) ile yakından izlenmesinin sonuç parametrelerini olumlu yönde etkilediğinin gösterilmesi, NIRS’in açık kalp cerrahisinde kullanım alanı bulmasına neden olmuştur. Ancak NIRS yöntemi ile yapılan ölçümlerde elde edinilen değerlerin güvenilirliği ile ilgili kuşkuların olması, bu değerlerin karşılaştırılacağı güvenilir başka parametrelerin (altın standart ) olmaması, NIRS’in yaygın kullanımını etkileyen en önemli neden olmuştur. Biz bu çalışmamızda arter ve ven kanı örneklerini alabileceğimiz bir dokunun (biseps kası) NIRS ile ölçülen saturasyon değerini, matematiksel olarak hesaplanan saturasyon değeri ile karşılaştırarak NIRS’in güvenirliğini göstermeyi amaçladık. Hastalar ve Yöntemler: Elektif baypas cerrahisi sonrası yoğun bakım ünitesinde ekstübe olan 35 hasta prospektif olarak çalışmaya alındı. Hastaların mevcut arteriyal kanülasyonlarının olduğu taraftaki üst kol çevresine prob bağlanarak doku oksijen saturasyonu ölçümü yapıldı. Aynı zamanda aynı taraftaki radial arterden ve brakial venden kan örnekleri alındı ve kan gazı analizi yapılarak, buradan elde edilen bilgilerden matematiksel olarak saturasyon hesabı (arterial saturasyonun 1/3’ü + venöz saturasyonun 2/3’ü) yapıldı. Ölçülen ve matematiksel olarak hesaplanan saturasyon değerleri arasındaki Pearson korelasyonuna bakıldı. Bulgular: NIRS yöntemi (INVOS cihazı) ile ölçülen saturasyon değeri ile matematiksel olarak hesaplanan saturasyon değerleri arasındaki Pearson korealasyon katsayısı 0,87 p=0,0001 olarak bulundu. Sonuçlar: rSO2 ile mSO2 arasında güçlü bir korelasyonun (r=0,87) bulunması, NIRS’ın çocuk hastalarda olduğu gibi erişkin hastalarda da, somatik doku saturasyonu ölçümü için kullanılabileceği konusunda umut verici olduğu kanısındayız.Item Prostat Kanseri Rektum Metastazı(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-07-01) Uğurluer, Gamze; Arpacı, Taner; Çalıkuşu, Züleyha; Akbaş,Tuğana; Serin, MeltemÖZET Prostat kanseri erkeklerde sık görülen ve metastaz yapma riski yüksek olan kanserlerden biridir ancak rektum metastazı nadirdir. 75 yaşında erkek hasta 2008 yılında metastatik prostat kanseri (multiple kemik metastazı) tanısı almış. 2012 yılında rektal kanama nedeniyle başvuran ve anemi tanısı konan hastanın kolonoskopisinde rektumda polipoid kitle lezyonu saptanmış. Biyopsi yapılmış ve metastatik prostat adenokarsinomu olarak raporlanmış. Kliniğimize rektal kanama şikayeti ile başvuran hastaya palyatif radyoterapi uygulandı.