2012
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11443/52
Browse
Item Formik Asit’e Bağlı Kimyasal Yanık: Olgu Sunumu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01) Yazar, Şükrü; Sağlam, İbrahim; Kılıç, BernaÖZET Formik asit sanayide ve giderek artan oranda tarımda kullanılan bir organik asittir. Kuagulasyon nekrozu oluşturarak doku hasarı oluşturur. Formik asit yanıklarında asidoz, hemoliz, hemoglobinüri gibi sistemik toksisite be lirtileri gelişebilir. Biz bu yazıda formik asite bağlı yanık olgusunu sunarken kimyasal yanıklara yaklaşımdan kısaca bahsedeceğizItem Pantotenat Kinaz ile İlgili Nörodejenerasyon (PKAN)‘a Bağlı Distonide Derin Beyin Stimülasyonu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Işık, Uğur; Akgün, Yasemin; Peker, Selçuk; Özek, MemetÖZET Pantotenat kinaz ile ilgili nörodejenerasyon (PKAN) çocukluk çağında baş layan ve hızla ilerleyen, nadir görülen, otozomal resesif bir hastalıktır. Etkili bir medikal tedavisi bulunmayıp, distoni için talamotomi ve pallidotomi gibi sterotaktik cerrahi yöntemler uygulanmaktadır. Globus pallidusa (GP) derin beyin stimülasyonu (DBS) uygulanması dirençli distonide son yıllarda uygulanan alternatif bir yöntemdir. Burada PKAN’a sekonder distonisi olan ve ikisinin derin beyin stimülasyonuna çok iyi yanıt verdiği toplam üç has ta sunulmaktadır.Item Nadir Bir Eagle Sendromu: İki Taraflı ve Aşırı Uzun Stiloid Çıkıntı(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Özmen, Süay; Erişen, LeventÖZET Eagle sendromu, uzamış stiloid çıkıntı veya kalsifiye stiloid ligaman, tek rarlayan boğaz ağrısı veya yabancı cisim hissi, boyun ağrısı, yutma güçlü ğü veya yüz ağrısına yol açtığında oluşur. Ek olarak boyun ve boğaz ağrısı aynı taraf kulağa yansıyabilir. Eagle Sendromu’nun tedavisi asıl olarak cer rahidir. Stiloid çıkıntı ağız içinden veya dışarıdan boyun yaklaşımıyla kısal tılabilir. Eagle Sendromu yakınmalarına yol açan iki taraflı ve aşırı uzamış stiloid çıkıntıları olan 33 yaşında bir erkek hasta ilgili literatürün tarama sı ile birlikte bildirildiItem Hastane Hizmetleri Hakkında Sağlık Çalışanlarının Algıları ile Hastaların Değerlendirmelerinin Karşılaştırılması(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Gür, Ümit Hüda; Ateş, Ümit; Bektaş, Gülfer; İrban, ArzuÖZET Amaç: Sağlık hizmetlerinin kalitesi ülkelerin sosyo-ekonomik kalkınma dü zeylerinin de bir göstergesidir. Bu kapsamda standartlara uygun tanı, teda vi ve bakım hizmetlerinin, hastaların ihtiyaç ve beklentilerine cevap vere cek şekilde kaliteli ve hızlı şekilde sunulması gerekmektedir. Sağlık çalışan ları ile hastalar arasındaki etkileşim de sağlık hizmeti kalitesini doğrudan etkileyebilmektedir. Bu çalışmada, sağlık çalışanlarının hizmet algıları ile hastaların aldıkları sağlık hizmetini değerlendirmeleri arasında ilişki olup olmadığı bir saha araştırması ile incelenmiştir. Çalışma Planı: Hastane etik kurulu ve yönetiminden izin alınarak sağlık çalı şanları ve hastalardan oluşan örneklem grubuna anket uygulanarak araştır ma verileri toplanmıştır. Hasta grubu ayaktan ve yatarak tedavi gören has talar olarak iki ayrı grupta incelenmiştir. Bulgular: Ayaktan tedavi gören hastaların aldıkları hizmeti değerlendirme lerinin, doktorların verdikleri sağlık hizmet algılarından daha olumsuz ol duğu ortaya çıkmıştır. Yatarak tedavi gören hastaların aldıkları hizmeti de ğerlendirmeleri ise, sağlık çalışanlarının (doktorlar ve hemşireler) hizmet algıları ile benzer olduğu görülmüştür. Sonuç: Hastaların aldıkları sağlık hizmetlerini değerlendirmeleri ve bu değerlendirmelerin sonucunda sağlık çalışanlarına da verdikleri hizmet lerin hastalar tarafından nasıl değerlendirildiği ile ilgili geri bildirim ya pılması, sunulan sağlık hizmetleri konusunda daha özenli olunmasını sağlayarak kaliteli sağlık hizmeti sunumunun gerçekleştirilmesine ola nak sağlayacaktır.Item Tibia Longitudinal Stres Kırığı: Manyetik Rezonans Görüntüleme ve Bilgisayarlı Tomografi Bulguları(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Türk, Ali; Can, Ulaş; Saygılı, Özlem; Taşer, Ömer; Akcan, HüseyinÖZET 22 yaşında profesyonel basketbol oyuncusu erkek hasta, bir haftadır süre gelen eforla oluşan sol bacakta ağrı şikayeti ile ortopedi kliniğine başvur du. İki yönlü kruris grafisinde eski fibula kırığına bağlı değişiklikler dışında patolojik bulgu izlenmezken üç fazlı kemik sintigrafisinde tibiada vertikal uzanımlı aktivite artışı saptandı. Çok kesitli Bilgisayarlı Tomografi (ÇKBT) incelemesinde tibia orta-distal diafiz anteromedial yüzde kraniokaudal 9 cm’lik segmentte kortikal kleft saptandı. Magnetik Rezonans Görüntüle mede (MRG) tibiada kortikal klefte eşlik eden kemik iliği ödemi ve yumuşak doku değişiklikleri mevcuttu. Radyolojik bulgular ışığında tibiada lon gitudinal stres kırığı tanısı konuldu. İstirahat ve medikal tedavi ile hasta nın şikayetleri belirgin geriledi ve bir ayın sonunda aktif spor yaşantısına geri döndü. Olgu sunumumuzda literatürde az rastlanan tibia longitudinal stres kırığının direkt grafi, ÇKBT, MRG ve sintigrafi bulguları literatür bulgu ları eşliğinde tartışılmıştır.Item İdrar Yolu Enfeksiyonlarının Tanısında İdrar Akım Sitometrisi ve İdrar Kültürü Sonuçları Arasındaki İlişkiler(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Akyar, Işık; Serteser, Mustafa; Güldamlar, Gülçin; Kocagöz, Sesin; Kocagöz, Tanıl; Ünsal, İbrahimÖzet Amaç: İdrar yolu enfeksiyonlarının tanısında altın standart yöntem kül türdür. Bununla birlikte, erken ve uygun tedaviye başlamak için kısa süre de sonuç veren bir teste gerek duyulmaktadır. İdrar akım sitometrisinden bu konuda bilgi verici bir test olarak yararlanılabilir. Biz de çalışmamız da idrar yolu enfeksiyonlarında hızlı tanıya yardımcı olması açısından id rar akım sitometrisi ile kültür sonuçları arasındaki ilişkiyi incelemeyi he defledik. Gereç ve yöntemler: Hastaneye başvuran toplam 3418 hastanın idrar örnek lerinde UF-100 akım sitometrisi (Sysmex Corporation, Japan) ile bakteri ve lökosit incelenmiştir. UF- 100 ile elde edilen sonuçlar örneklerin kültürle ri ile karşılaştırılmıştır. Üreme saptanan kültürlerdeki mikroorganizmala rın tanımlanması ve antibiyotik duyarlılıkları Phoenix (Becton Dickinson, U.S.A.) ile çalışılmıştır. Bulgular: 3418 idrar kültürünün 739’u (% 22) pozitif olarak saptanmıştır. Akım sitometrisinde kültür ile en iyi uyumluluk gösteren eşik değeri bak teriler için 3000/μL (duyarlılık = % 19,37; özgüllük = % 97,76) ve lökosit ler için de 21/μL (duyarlılık = % 57,65; özgüllük = % 85,99) olarak saptan mıştır. Sonuç: Kısa sürede sonuçlanan bir teste gereksinim olmakla birlikte bu amaçla denenen UF-100 akım sitometrisinin kullanımı idrar kültür sonuç ları hakkında tam olarak fikir vermemektedir. İdrar akım sitometrisinde lökosit sayımı bakteri sayımı yapılmasına kıyasla daha güvenilir sonuç lar vermektedir. İdrar analizinin idrar akım sitometrisi kullanılarak yapıl ması zaman kazanılmasını sağlamakta ve bakteriyolojik kültür sonuçla rının elde edilmesi öncesinde hekimlere güvenilir bir lökosit sayım bilgi si vermektedir.Item PedsQL Sağlık Bakımı Ebeveyn Memnuniyet Ölçeğinin Türkçe’ye Uyarlanması(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Ulus, Bahire; Kublay, GülümserÖZET Amaç: Bu araştırma, “PedsQL Sağlık Bakımı Memnuniyet Ölçeği”nin geçerlik ve güvenirliğinin yapılması amacı ile planlanmıştır. Yöntem: Bu çalışma metodolojik niteliktedir. Araştırmanın verileri J.W.Varni’nin geliştirdiği “PedsQL Sağlık Bakımı Memnuniyet Ölçeği” ile top lanmıştır. Çalışma bir üniversitenin çocuk hastanesi kliniklerinden hizmet alan toplam 420 ebeveyn ile yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak araştır macının geliştirdiği Genel Bilgi Formu ve “PedsQL Sağlık Bakımı Memnuni yet Ölçeği” kullanılmıştır. Veriler ebeveynlerle yüz yüze görüşülerek araştır macı tarafından toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde faktör anali zi, Kruskal Wallis varyans analizi, Cronbach’s alpha iç tutarlık testi, yüzde lik ve gruplar arası farkın önemlilik testi, Mann-Whitney U testi testi kul lanılmıştır. Bulgular: Bu araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, “PedsQL Sağlık Ba kımı Memnuniyet Ölçeği”nin çocuk hastanesinden hizmet alan ebeveynle rin memnuniyet durumlarını ölçmede Türk toplumu için geçerli ve güveni lir olduğu belirlenmiştir (a =.93). Ebeveynlerin aldıkları hizmetlerden ge nel memnuniyetin yeterli düzeyde olduğu, ancak duygusal destek alabilme, iletişim ve bilgilendirme alanlarında memnuniyet düzeylerinin düşük oldu ğu belirlenmiştir. Sonuç: ”PedsQL Sağlık Bakımı Memnuniyet Ölçeği”nin çocuğu hastanede yatan ebeveynlerin memnuniyet durumlarını değerlendirmede kullanımı na yönelik önerilerde bulunulmuştur.Item Özel Bakım Merkezinde Çalışan Personelin Tükenmişlik ve İş Doyum Düzeylerine Yönelik Bir Çalışma(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Çimen, Mesut; Şahin, Bayram; Akbolat, Mahmut; Işık, OğuzÖZET Amaç: Bir Özel Bakım Merkezi çalışanlarının tükenmişlik ve iş doyum düzey lerinin, bazı sosyo-demografik özellikler ve iş ile ilgili değişkenlere göre in celenmesi, tükenmişlik ve iş doyumu arasındaki ilişkinin yönü ve derecesi nin belirlenmesi amaçlanmıştır. Hastalar ve Yöntem: Çalışma Mart 2009 tarihinde İstanbul’da bulunan ka muya ait bir özel bakım merkezinde yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak Maslach Tükenmişlik Ölçeği ve İş Doyumu Ölçeği’nden oluşan bir anket kul lanılmıştır. Çalışmada toplam 83 çalışana anket dağıtılmış, ancak dönüşü sağlanabilen 74 (%75.9) anket analizlerde kullanılmıştır. Verilerin analizin de tanımlayıcı istatistiksel yöntemler, Kruskal-Wallis Testi, Mann-Whitney U Testi, Korelasyon Analizi ve Regresyon Analizi kullanılmıştır. Ölçeklerin iç tu tarlığını test etmek için Cronbach Alpha katsayısından yararlanılmıştır. So nuçlar %95’lik güven aralığında, p<0,05 anlamlılık düzeyinde değerlendi rilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan Özel Bakımevi çalışanlarının tükenmişlik ve iş doyumu değerleri çok yüksek bulunmamıştır. Çalışanların cinsiyet, yaş ve görevleri ile tükenmişlik; cinsiyet, eğitim durumu ve görevleri ile iş doyu mu alt boyutları arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark bulunmamakta dır. Kadın çalışanların tükenmişlik düzeyleri erkeklerden daha yüksek olma sına karşılık, iş doyumu açısından erkekler daha olumlu durumdadır. Tüken mişlik alt boyutlarından yalnızca duygusal tükenmişlik, iş doyumunun be lirlenmesinde etkilidir. Kişisel başarı ve ücret boyutları dışında, tükenmiş lik ölçeğinin alt boyutları ile iş doyumu ölçeğinin alt boyutları arasında ters yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Sonuç: Doğrudan hasta, yaşlı veya bakıma muhtaç insanlara hizmet verme nin güçlüğü dikkate alınarak, sağlık çalışanlarına uygun çalışma koşulları ve sosyal imkanlar sunmak yoluyla, iş doyumu düzeylerini artırıcı, tükenmiş lik düzeylerini azaltıcı yönetsel önlemlerin alınmasının uygun olacağı de ğerlendirilmiştir.Item Küçük Hücreli Akciğer Kanserinin Mide Metastazı: Olgu Sunumu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Çalıkuşu, Züleyha; Atalar, Banu; Tiftikçi, Arzu; Uğurluer, Gamze; Er, Özlem; Göksel, SühaÖZET Mideye kan yolu ile metastaz nadir görülen bir durumdur. Literatürde mi deye kan yolu ile en sık metastaz yapan karsinomlar sıklık sırasına göre, malign melanoma, meme kanseri ve akciğer kanseridir. Midenin metas tatik lezyonları sıklıkla asemptomatiktir. Bu hastalarda prognoz çok kö tüdür. Biz burada mide metastazı saptanan küçük hücreli akciğer karsi nomlu hastayı, nadir görülmesi nedeni ile literatür eşliğinde sunulması nı amaçladık.Item Nadir Görülen Bir Osteopetrozis Tarda Olgusu: Radyolojik Bulgular(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Özcan, Ümit Aksoy; Ocak, Şükrüye Firuze; Ratip, SiretÖZET Osteopetrozis klinikte tekrarlayan kırıklarla seyreden ve jeneralize kemik dansite artımı, kemik içinde kemik görünümü ile tipik radyografik bulguları olan herediter bir kemik anomalisidir. Çalışmamızda nadir görülen bir osteopetrozis tarda olgusu ele alınmıştır. Öksürük şikayetiyle gelen 35 yaşında bayan hastanın özgeçmişinde şiddetli anemi ve trombositopeniye bağlı kan transfüzyonları bulunmaktadır. Hastanın akciğer grafisinde kosta ve vertebralarda diffüz osteoskleroz dikkati çekmiştir. Paranazal sinüs grafisinde yüz kemiklerinde ve kalvaryumda artmış dansite izlenmektedir. Osteopetrozis nadir görülmekle beraber diffüz osteoskleroz ayırıcı tanısında dikkate alınmalıdırItem Laser in situ Keratomileusis Sonrası Pterjiyum(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-04-01) Coşar, C. Banu; Şener, A. BozkurtÖZET Pterjiyumun ilerlemesini önlemek amacıyla ultraviyole filtreli güneş gözlü ğü ve şapka kullanımı önerilmekte ancak ilerlemeyi kesin önleyici tıbbi veya cerrahi bir teknik bulunmamaktadır. Sunduğumuz olguda; laser in situ ke ratomileusis (LASIK) tedavisinden 7 yıl sonra gelişen pterjiyuma karşı flep kenarının bir bariyer görevi gördüğü ve pterjiyumun takip edildiği 2,5 yıl boyunca ilerlemediği izlenmiştir. Literatürde, LASIK sonrası gelişen pterji yumların seyrine dair veri mevcut değildir. Olgumuz, hem LASIK sonrası bu seyri dökümante etmek, hem de erken evrede korneaya yapılacak bir ke sinin pterjiyumu durdurucu etkisini sorgulamak açısından önem taşımak tadıItem Greftstent ile Tedavi Edilen Bir Koroner Perforasyon Olgusu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-04-01) Ertan, Çağatay; Özeke, Özcan; Demir, Ahmet DuranÖZET Koroner perforasyon, koroner arter hastalığının sıklıkla uygulanan teda visi olan perkütan koroner girişimlerin, en korkulan ve hayatı tehdit edici komplikasyonlarından birisidir. Planlı elektif koroner girişim amaçlı koroner anjiografi laboratuvarına alınan 61 yaşındaki hastanın Circumflex arterine konan çıplak metal stent sonrası gelişen koroner perforasyon vakası sunul maktadır. Hasta ve koroner lezyon, koroner perforasyon için bilinen risk fak törlerini taşımadığı halde gelişen Ellis tip III perforasyon, stentin içine yer leştirilen greftstent ile tedavi edildiItem Miyokard İnfarktüsü Sonrası Hemodinamik Bozukluk Oluşturmayan Kronikleşmiş Sol Ventrikül Psödoanevrizması: Olgu Sunumu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-04-01) Buturak, Ali; Duygu, EgemenÖZET Sol ventrikül psödoanevrizması, miyokard enfarktüsünün genellikle akut döneminde hemodinamik bozuklukla birlikte seyreden ciddi bir mekanik komplikasyonudur. Bu yazıda eski anterolateral miyokard infarktüsü son rasında kronik sol ventrikül psödoanevrizması tanısı alan ve hemodinamik bozukluk bulguları olmayan bir olgu sunulmaktadır.Item GNAI2 Geninde İki Aday Polimorfizm(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-04-01) Kara, Emrah; Nacar, Cevdet; Kan, BekiÖZET Amaç: GNAI2 geninin 193 numaralı kodonunda bir hipofiz tümöründe ilk kez saptanmış olan bir mutasyonun polimorfizm olma olasılığının incelen mesi. Hastalar ve Yöntem: Kandan elde edilen DNA’lar GNAI2 geninin beşinci ve altıncı eksonları ile aralarındaki intron bölgesini içerecek şekilde Polime raz Zincir Tepkimesi (PZT) ile çoğaltıldı. PZT ürünleri Tek Sarmal Konformas yon Polimorfizmi (SSCP) yöntemiyle mutasyon belirleme (MDE) ve poliakri lamit jellerinde incelendi. Seçilen bazı örneklerin otomatik DNA analizi ger çekleştirildi. Bulgular: SSCP analizinde farklı örnekçe belirlenen iki örneğin otomatik DNA dizi analizlerinde, 193 numaralı kodonda mutasyon olmadığı ancak GNAI2 geninin beşinci ve altincı eksonları arasındaki intron bölgesinde bir C/T (C20151) değişikliğinin olduğu saptandı. Sonuç: Bulgularımız GNAI2 geninin 193 numaralı kodonunda daha önce be lirlenen değişikliğin polimorfizm olma olasılığını desteklememektedir.Item Mediastinotomi ile Tanı Konulan Blastomikoz Olgusu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-04-01) Halezeroğlu, Semih; Kara, Murat; Bavbek, Cengiz TanjuÖZET Pulmoner blastomikozis, Blastomyces dermatitidis tarafından oluşturulan ve genellikle güç tanı konulabilen bir mantar enfeksiyonudur. Tanı mikroor ganizmanın doku, balgam, eksuda veya kültürde direk olarak mikroskopik incelemesi ile konur. Balgam ya da bronşiyal veya gastrik yıkamaların ince lemesi tanı için yetersiz olabilir. Bu olgu sunumunda paraaortik bölgedeki lenf bezlerinin tutulumu ile bir likte seyreden ve sol üst lobunda blastomikoz saptanan 49 yaşındaki erkek olguyu sunuyoruz. Balgam ve bronkoskopi ile alınan bronş lavajı örnekleri nin sitolojik ve direk mikroskopik incelemeleriyle tanı konulamayan olguda mediastinotomi ile yapılan paraaortik lenf nodu biopsisi ise tanı için yeter li olmuştur. Pulmoner blastomikoz olgularında sitolojik incelemeleri de içe ren tanısal işlemler yetersiz kaldığında daha invaziv işlemler öncesinde me diastinotomi ile yapılacak lenf bezi biopsisinin tanıya yardımcı olabileceği ni vurgulamayı amaçladık.Item Kronik Viral Hepatitlerin Ekstrahepatik Tutulumlarında Genel Tedavi Prensipleri(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-04-01) Tiftikçi, Arzu; Vardareli, Nesliar EserÖZET Kronik viral hepatitler karaciğerde hasar yapabildiği gibi, karaciğer dışı tu tulumlarla da ilişkili olabilir. Bu durumların tedavisi semptomatik olabilece ği gibi immunsupresif tedavi de gerekebilir. Bu yazıda sık görülen ekstrahe patik tutulumlarda tedavi prensiplerini özetlemek amaçlanmıştıItem Tırnak-Patella Sendromunda Patellar Oluğun Değerlendirilmesi: 3 Olgu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-07-01) Şener, Nadir; Debre, Mürsel; Enercan, Meriç; Göğüş, AbdullahÖZET Klinik ve radyolojik bulguları ile tırnak-patella sendromu tanısı alan 54 ya şında baba ve 24 ve 21 yaşlarında 2 oğlu patella ve patellar tendon yapıları, patellar oluk açıları ve diz fonksiyonları açısından değerlendirildi. Patella büyüklüğünün artması ile sulkus derinliğinin ve hareket açıklığının azaldığı ve diz önü ağrısı şikayetinin arttığı gözlenmiştir.Item Nörobilim, Nöroteknoloji, Yalan Tespiti ve Etik(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-07-01) Ergen, Mehmet; Ülman, Yeşim IşılÖZET Hukuk ve güvenlik hizmetinden sorumlu kurumlar yalan ifadenin, bilime dayalı kanıtlarla tespit edilebilirliği üzerine çalışmaları her zaman ilgiyle takip etmişlerdir. Poligrafiden günümüze yalanın tespiti için kullanılan ci haz ve yöntemlerin optimizasyonu ve yeni araçların yalan tespiti için uyar lanması süreci devam etmektedir. Yeni araçlar arasında fonksiyonel manye tik rezonans görüntülemenin (fMRG) ileri teknoloji içermesi, pahalı olması ve sofistike değerlendirmeler içermesi sonuçlarının güvenilirliğini abartılı göstermekte ve büyük ilgi görmektedir. Günümüzde fMRG ile yalan tespiti ticari bir hizmet olarak arz edilmeye başlanmıştır. Vokal stres analizi, yüksek çözünürlüklü kameralar ile görüntü analizi yöntemleri gibi daha yeni yön temler dahil yalan tespit yöntemleri ele alındığında kimi yöntemin başarısı tatmin edici olmamakta, kimi yöntemin ise %90’a yaklaşan başarısı labo ratuvar ortamında simülasyon yapan gönüllülerden elde edilmiş veriler ile sınırlı kalmaktadır. Yalan ifadenin saptanmasına yönelik uygulamalar hak kında eldeki veriler, bu görüntüleme yöntemlerinin tam olarak geçerliğine, güvenilirliğine ve kullanılabilirliğine henüz olanak vermemektedir. Etik yönden tartışma yaratan iki konu, geçerliği tam olarak kanıtlanmamış bu tespit yöntemlerinin insan üzerinde uygulama alanı bulması ve kişinin bi lişsel düşünce süreçlerine izinsiz, iradesi dışında girilebilmesidir. Nöroetiğin “bilişsel özgürlük” kavramıyla dikkat çektiği bu sorun alanında uygulamalar henüz, toplumsal ve kamusal anlamda yeterince tartışılmış ve cevaplanmış değildir. Yalan tespit tekniklerine toplumda var olan ilgi ve merakın yüksel mesi ile tartışmalı noktaların genişleyerek artacağı öngörülebilir.Item Erişkin Kalp Cerrahisinde Ekstrakorporeal Dolaşım Sırasında NIRS Yöntemi ile Hepatik ve Renal (somatik) Oksijen Saturasyonu Takibi Anlamlı mı?(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-07-01) Toraman, Fevzi; Özgen, Serpil Ustalar; Arıtürk, Cem; Sayın, Jülide; Erkek, Esin; Güçlü, Pınar; Ökten, Murat; Güllü, Ümit; Şenay, Şahin; Tektürk, Murat Burak; Karabulut, Hasan; Alhan, CemÖZET Amaç: Erişkin açık kalp cerrahisinde, NIRS yöntemiyle karaciğer ve böbrek dokusu oksijen saturasyonu (KSO2 ,BSO2) ölçümünün, sonuç parametrele ri üzerine olan etkisinin araştırılması. Hastalar ve Yöntemler: Üniversitemiz etik kurul onayı ve onamları alınan ko roner bypass cerrahisi olacak 88 hasta prospektif olarak çalışmaya alındı. Hastalara kliniğimizin rutin açık kalp cerrahisi protokolu dışında preopera tif dönemde, USG ile karaciğer ve sağ böbreğin cilde en yakın yerleri sapta narak operasyon sırasında bu lokalizasyonlara yerleştirilen NIRS problarıy la karaciğer ve böbrek satürasyonlarının takipleri alındı. Ölçümler; indük siyon öncesi (T1), indüksiyon sonrası (T2), ekstrakorporeal dolaşımın (EKD) 10. dk.sı (T3), EKD’ın 20. dk.sı (T4), ısınma sonrası (T5), EKD bitiminde (T6) tekrarlandı.. Aynı süreçlerde pH, pCO2, pO2, laktat, ortalama arter basıncı ve kalp hızı (KH) değerleri de kaydedildi. Karaciğer ve böbrek fonksiyonları preoperatif, postoperatif 2. ve 4. günlerde kreatinin, üre, ALT, AST değerle riyle değerlendirildi. Sonuçlar Pearson korelasyonu ile karşılaştırıldı. Bulgular: Karaciğer ve böbrek oksijen saturasyonu değerleri T2 periyodu dı şında paralel değişim göstermiş olup Pearson korelasyonu yaklaşık r:0,6 dü zeylerinde p<0,001 bulunmuştur. Böbrek saturasyonundaki yüzde değişim ile preoperatif ve postoperatif üre, kreatinin değerleri arasında anlamlı ko relasyon bulunamadı. T2, T4, T5 periyotlarındaki karaciğer saturasyonu yüz de değişimi ile postoperatif 4. gün AST değerleri arasında zayıf ama anlam lı bir korelasyon (r: 0,220 p<0,03 ) vardı. Sonuç: NIRS yöntemi ile erişkinlerde serebral, pediatrik hastalarda serebral ve somatik doku oksijen satürasyonları takip edilmektedir. Çalışmamızda; NIRS değerleri, hemodinamik parametrelerdeki stabilite ile uyumluluk gösterse de, erişkinlerde somatik oksijen satürasyonu takibinin anlamlı olduğunun söylenebilmesi için, perioperatif renal ve hepatik iskemi riskli obez olmayan hastalarda çalışmanın tekrarlanması gerektiği kanısındayız.Item Sağlık Turizmi ve Uluslararası Hastalar İçin Türkiye Pazarı(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-07-01) Altın, Ufuk; Bektaş, Gülfer; Antep, Zehra; İrban, ArzuÖZET Günden güne hem kamu, hem de özel hastanelerin sayısı artmaktadır. Ulu sal hastalara ait sabit bir pazar olması, sağlık sektöründe büyük bir rekabeti de beraberinde getirmektedir. Türkiye coğrafik konumu, iklimi, termal kay nakları, doğal güzellikleri, kaliteli tıp personeli ve yüksek teknoloji kullanan aletlere sahip hastaneleri ile sağlık turizmi için büyük bir potansiyele sahip tir. Sağlık turizminin 2011 yılı verilerine göre dünyadaki pazar payı yaklaşık olarak 400 milyar dolardır. Bu çalışma ile Türkiye’nin bu pazardaki mevcut durumunu ortaya koyarken; gelecekte bu pazardaki payını daha da artıra bilmek için gereken öneri ve düzenlemelerin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Hastalara ait veriler Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmi sitelerinden alınmıştır. 2010 yılında, sağlık turizmi için 109-678 hasta Türkiye’ye gelmiştir (Özel hastane: 77.003; kamu hastanesi: 32.675 kişi). Hastaların geldik leri ülke ve aldıkları sağlık hizmetine göre farklı dağılımlar sergilediği görülmektedir. Kamu hastanelerinin yanı sıra özel hastanelerin sayısı da günden güne artmakta ve bu sektörde önemli bir yer almaktadırlar. Sağlık sektöründe pazarı arttırmak için Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı sağlık turizmine gereken önemi vermelidir. Bu yolla oluşan döviz girdisi sağlık sektöründe pazar payını arttırırken; ortaya çıkan yeni iş olanakları işsizliği azaltacaktır. Sağlık sektörünün ayakta kalması için sağlık turizmi gün geç tikçe daha önemli hale gelmektedir.