Sayı 4
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11443/63
Browse
Item Acıbadem University, School of Medicine, ‘Clinical Medicine and Professional Skills’ Program: Qualitative Evaluation of Medical Professionalism Outcomes(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-10-01) Şahiner, Melike; Topsever, Pınar; User, İnci; Bakırcı, Nadi; De Grave, WillemABSTRACT Purpose: Changing healthcare needs of the modern society in epidemiolog ical transition created the necessity to embed the professionalism context into medical education.Undergraduate medical education programs now adopt new approaches including different educational strategies, teach ing and learning techniques as well as redefined competence areas for medical professionalism; for example, communicational skills, attitudinal and ethical issues, teamwork, evidence based practice, early exposure to clinical and ethical reasoning, preparation for practice can be mentioned. These new trends in medical education are believed to benefit good medi cal practice and a person centered approach of future medical professionals, thus increasing quality of care. At Acıbadem University School of Medicine the medical education curriculum is structured according to the new per spectives of medical education principles and a new pre-clinical profes sionality program which is called Clinical Medicine and Professional Skills (CMPS). The CMPS program is providing the students a broad understand ing of professionalism, ethics, communication and clinical skills, and some basic procedural skills before attending the clerkship years. At the end of the 2011-2012 academic year, the first three years of the CMPS program were completed and the students passed to the second phase (clerkship period). This study aims to describe the perception of students and teachers at ACUMS about professionalism outcomes of the program. Patients and Methods: This is a qualitative study using phenomenological research strategy with a face-to-face interview data collection method. Conclusion: The results of this study showed that early exposure to profes sionalism domains in under graduate medical education creates a high level of professional self-awareness going along with corresponding expecta tions from the forth following medical education infrastructure in students. They have high levels of expectations from the medical curriculum in the clinical phase, the training sites and infrastructure. They also expect their clinical teachers to be “good professional role models and good teachers”.Item Comment On Dermoscopic Features of Seborrheic Keratoses Following Cryotherapy(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-10) Aydıngöz, İkbal Esen; Mansur, Ayşe TülinABSTRACT Seborrheic keratosis (SK) is the most common benign tumor in older indi viduals. Freezing with liquid nitrogen has been widely used as a method of treatment. In one of our patients treated with cryotherapy, follow-up der moscopical image of the lesion raised a concern for regressing malignant lesion in the post treatment period. Information on the dermoscopy of SK treated with cryotherapy was not available. Consequently, we gathered and retrospectively analysed the pictures taken during healing periods of four SK without choosing a specific type. Besides dermoscopic structures specific for SK, coarse and fine gray granules arranged in a linear or annular pattern were also noted. These features have been reported in various malignant tumors before. Most of the time, clinical diagnosis of SK is not an issue; although rarely though rare malignant transformation of SK has been re ported. Furthermore, SK may be found with another malignant condition as a collision tumor. Consequently, we think all the dermoscopic features presented are compatible with cryotherapy induced lichenoid keratosis like lesions. As a conclusion, it is important to know and document the dermo scopic findings that occur in the post-cryotherapy healing period to prevent an impression of misdiagnosis or inadequeate therapy.Item Klinik Araştırmalar Yönetmeliği’ne Bakış(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-10-01) İzgi, Cumhur; Ülman, Yeşim IşılÖZET Tıbbın bugün ulaştığı bilimsel düzeyin gerçekleşebilmesinin olanağını ya ratan insanlar üzerindeki klinik araştırmaların tarihi çok eskilere dayanır. Ancak bu süreç insan yaşamını olumsuz etkileyen örneklerle de doludur. Bu yaşanmışlıkların tekrarlanmaması, toplumun klinik araştırmalara olan güveninin, gönüllü haklarıyla birlikte araştırmacıların da korunabilmesinin sağlanması gibi temel olguların hayata geçmesi amacıyla araştırmaların etik değerlendirilmesinin gerekliliği genel kabul görmüş ve multidisipliner etik kurul yapılanmaları oluşturulmuştur. Demokratik hukuk devleti anla yışı ise bu yapılanmaların hukuki düzenlemelerinin de yapılmasını gerekli kılmaktadır. Türkiye’de de özel olarak insan gönüllüler üzerindeki klinik araştırmaları düzenleyen ilk hukuki metin 1993 yılında “İlaç Araştırmaları Hakkında Yönetmelik” olarak düzenlenmiştir. Ancak konu ile ilgili söz ko nusu düzenleme 2008 ve 2011 yıllarında yenilenen yönetmeliklerle yeni boyut kazanmıştır. Yasal düzenleme son olarak 13 Nisan 2013 tarihinde bir kez daha değişikliğe uğramıştır. Fakat yürürlüğe giren yönetmelik yine birçok tartışmalı noktayı içermektedir. Her yeni oluşturulan yönetmeliğin birçok eleştiriye maruz kalması, hatta yargı tarafından iptal edilmesi klinik araştırmaların yapılması ile ilgili standartların yerleşmesini engellemekte, araştırmacıları ve bilimi olumsuz etkilemektedir. Bu sürecin yaşanmasının temel etkenlerinden birisi de konunun asli ögelerinin sürece yeterli ölçüde katılımının sağlanamayarak, sadece bürokrasi kanadınca çözülmek isten mesidir. Oysa sağlık alanında çalışanların etik duyarlılıklarının geliştirilmesi için gerekli özenin gösterilmesi önemlidir. Bu nedenle yasalaşma sürecinde tüm tarafların da katılarak, temsil edildiği; insan sağlığını koruyan, top lumun gereksinimlerine yanıt veren, bilimsel ilerlemelere yol gösteren, uluslararası evrensel belgelerin ışığında düzenlemelerin hayata geçirilmesi demokratik, çoğulcu toplum düzenine katkı verecektir. Etik Kurullar yapıları gereği akademik ortamda buna zemin oluşturabilirler.Item Wernicke Ensefalopatisi ve Miller-Fisher Sendromunun Olgu Bağlamında Ayırıcı Tanı İncelikleri(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-10-01) Çitçi Yalçınkaya, Beyza; Karlıkaya, GeysuÖZET Wernicke ensefalopatisi (WE), 1881 yılından beri bilinen mortalitesi ve morbiditesi yüksek, tedavisi mümkün nörolojik bir hastalıktır. Hastalığın klinik triadı konfüzyon, ataksi, oftalmoparezi olmakla birlikte derin tendon reflekslerinde azalma, arefleksi ve kas güçsüzlüğü de ek klinik bulgular ola rak bildirilmiştir. Miller Fisher sendromunun klasik triadı ise ataksi, oftal moparezi, arefleksidir ve benzer klinik bulguları içeren bu iki klinik tanının karıştırıldığına dair literatür dikkat çekicidir. Bu yazıda, başlangıçta Miller Fisher Sendromu düşünülüp daha sonra Wernicke Ensefalopatisi teşhisi ko nan olgu eşliğinde klinik yanılsama durumu tartışılmıştır