Browsing by Author "Özpınar, Aysel"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Çevresel Guatrojenler (NIS İnhibitörleri) ve Subklinik Hipotiroidizm(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-10-01) Özpınar, AyselÖZET İyot yetersizliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan subklinik hipotiroidizm tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Özellikle gebeler, laktasyondaki genç anneler ve yaşlı kadınlar, ayrıca fetüs ve yeni doğanlar iyot yetersizliğine en duyarlı grupları oluşturmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 1990 yılından itibaren iyotlu tuz kullanımını, başta iyot yetersizliği sorunu bulunan ülkeler olmak üzere, tüm dünyaya önermiş ve desteklemiştir. İyot kullanımının yaygınlaşmasına rağmen iyot yetersizliği sorunu pek çok ülkede halen sürmektedir. Bu sorunun, iyot alımını engelleyen çevresel kimyasalların artışı ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle bu makalede perklorik asit ve tiyosiyanat gibi iyot alımını engelleyen çevresel kimyasalların yaygınlaşması ve tiroid metabolizmasına etkileri konusunda bilgi vermek ve ülkemizde bu konuda farkındalık yaratmak hedeflenmiştir.Item Tiroid Patolojisinde Proteomik Yaklaşımlar(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2019-10-01) Uçal, Yasemin; Özpınar, AyselÖZET Tiroid bezinde görülen kanserler en sık görülen endokrin maligniteleri oluşturmaktadır ve bu kanserlerin insidansı son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Günümüzde çok sık rastlanan tiroid nodüllerinin histopatolojik tanısının konulmasını sağlayan en güvenilir ve ucuz yöntem İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi’dir (İİAB). Ancak, ayırıcı tanıda ayrım kriterlerinin yeterli olmayışı bazı nodüllerin histopatolojik tanılarının başarıyla konulamamasına neden olmaktadır. Bu amaçla son 40 yıldan beri birçok moleküler teknik geliştirilmiş ve farklı moleküler hedeflerin tiroid kanserinin ayırıcı tanısında kullanılması amaçlanmıştır. Ayırıcı tanıya katkısı olabileceği düşünülen genetik mutasyonlar ya da hücre yüzey belirteçleri prevelans farklılıkları nedeniyle klinikte yaygın olarak kullanılmamaktadır. Son yıllarda hızla gelişmekte olan proteomik tekniklerin; nodüllerde belirli zamanda belirli yerde bulunan proteinlerin yapısını, yerleşimini, miktarını, translasyon sonrası modifikasyonunu ve protein-protein etkileşimini aydınlatmasından dolayı, tiroid patolojisinde ayırıcı tanıya katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu derlemede, gelişen proteomik teknolojilerin klinik açıdan tiroid dokularına uygulanmasına odaklanılacak ve ayırıcı tanıya katkı sağlayabilecek potansiyel biyobelirteçlerin olası klinik kullanımları vurgulanacaktır.