Browsing by Author "Uğurluer, Gamze"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Küçük Hücreli Akciğer Kanserinin Mide Metastazı: Olgu Sunumu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Çalıkuşu, Züleyha; Atalar, Banu; Tiftikçi, Arzu; Uğurluer, Gamze; Er, Özlem; Göksel, SühaÖZET Mideye kan yolu ile metastaz nadir görülen bir durumdur. Literatürde mi deye kan yolu ile en sık metastaz yapan karsinomlar sıklık sırasına göre, malign melanoma, meme kanseri ve akciğer kanseridir. Midenin metas tatik lezyonları sıklıkla asemptomatiktir. Bu hastalarda prognoz çok kö tüdür. Biz burada mide metastazı saptanan küçük hücreli akciğer karsi nomlu hastayı, nadir görülmesi nedeni ile literatür eşliğinde sunulması nı amaçladık.Item Prostat Kanseri Rektum Metastazı(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2013-07-01) Uğurluer, Gamze; Arpacı, Taner; Çalıkuşu, Züleyha; Akbaş,Tuğana; Serin, MeltemÖZET Prostat kanseri erkeklerde sık görülen ve metastaz yapma riski yüksek olan kanserlerden biridir ancak rektum metastazı nadirdir. 75 yaşında erkek hasta 2008 yılında metastatik prostat kanseri (multiple kemik metastazı) tanısı almış. 2012 yılında rektal kanama nedeniyle başvuran ve anemi tanısı konan hastanın kolonoskopisinde rektumda polipoid kitle lezyonu saptanmış. Biyopsi yapılmış ve metastatik prostat adenokarsinomu olarak raporlanmış. Kliniğimize rektal kanama şikayeti ile başvuran hastaya palyatif radyoterapi uygulandı.Item Radiotherapy Induced Changes of Masticatory Muscles and Parotid Glands on MRI in Patients with Nasopharyngeal Carcinoma(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2019-04-04) Arpacı, Taner; Uğurluer, Gamze; Örekici, Gülhan; Akbaş, Tuğana; Serin, MeltemABSTRACT Objective: The aim of this study was to identify radiotherapy (RT) induced changes of masticatory muscles and parotid glands on magnetic resonance imaging (MRI) in patients with nasopharyngeal carcinoma (NPC). Patients and Methods: Thirty-one patients treated with RT for NPC between 2009-2016 in our instution were included in the study. MRI examinations performed before and after RT were reviewed retrospectively. Transverse diameters and signal intensities of masticatory muscles and parotid glands were evaluated on T2 weighted axial MR images. Normal (hypointense) signal was scored as 0, mild hyperintensity as 1 and severe hyperintensity as 2. Results:The mean interval between pre-RT MRI and last control MRI was 44 months (12-84 months). Reductions of transverse diameters were; right masseter (RM):2.32mm (15%), left masseter (LM):2.42mm (15.4%), right medial pterygoid (RMP):1.26mm (8.7%), left medial pterygoid (LMP):1.71mm (12%), right lateral pterygoid (RLP):1.35mm (9.6%), left lateral pterygoid (LLP):1.32mm (9.4%), right parotid gland (RP):8.22mm (26%), left parotid gland (LP):8.87mm (28%). T2 signal changes were; RM: mild 8 cases (26%), LM: mild 5 cases (16%), RMP: mild 5 cases (16%), severe 1 case (3.5%), LMP: mild 4 cases (13%), severe 2 cases (6.5%), RLP and LLP: mild 8 cases (26%), severe 3 cases (9.7%), RP: mild 10 cases (32%), severe 18 cases (58%), LP: mild 10 cases (32%), severe 17 cases (55%). Conclusion: Volume loss and hyperintensity were mostly seen in parotid glands. Masseter was the muscle with highest rate of volume loss and lateral pyterygoid showed the highest rate of hyperintensity in masticatory muscles.Item Serviks Kanserli Hastalarda PET/BT Tetkikinde Primer Tümörün FDG Tutulum Derecesi ile Lenf Nodu Metastazı Arasındaki İlişki(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2016-03-01) Uğurluer, Gamze; Atalar, Banu; Saran İkizler, Hayriye Aslı; Sözer, Nihat; Kibar, Mustafa; Serin, Meltem; Özyar, EnisÖzet Amaç: Bu çalışmada, serviks kanserli hastalarda Pozitron Emisyon Tomografisi/Bilgisayarlı Tomografi (PET/BT) tetkikinde primer tümörün FDG tutulum derecesi ile lenf nodu metastazı arasındaki ilişkinin saptanması amaçlandı. Gereç ve yöntem: Tedavi öncesi evreleme amacıyla PET/BT tetkiki yapılan 103 hasta çalışmaya dahil edildi. Primer tümörün mak simum standart uptake (SUVmaks) değeri, PET/BT tetkikinde ölçülen maksimum tümör çapı, pelvik ve paraaortik lenf nodlarında FDG tutulumu olup olmadığı ve FDG tutulumu olan lenf nodlarında SUVmaks değerleri her hasta için kaydedildi. SUVmaks değer lerinin lenf nodu metastazı ile ilişkisi araştırıldı. İstatistiksel analiz SPSS programı ile yapıldı. Bulgular: Ortanca yaş 56 idi (31-91 arası). SUVmaks ortalama değerleri primer tümör için 14,3±6,3 (3,9-34,2 arası) ve lenf nod ları için 8,6±3,9 (2,8-19,3 arası) idi. Lenf nodu tutulumu olan ve olmayan hastalarda SUVmaks ortalama değerleri sırasıyla 15,9 (4,1-34,2 arası) ve 11,9 (3,9-25,5 arası) idi (p <0,05). Medyan SUVmaks değerine (13,9) göre düşük ve yüksek olarak sınıflandırı lan gruplarda ortalama değerler sırasıyla 9,3 (3,9-13,4 arası) ve 18,9 (13,9-34,2 arası) idi. Düşük SUVmaks grubunda hastaların %46’sında, yüksek SUVmaks grubunda %70’inde lenf nodu tutulumu vardı (p <0,05). Tümör çapı ≤4 cm ve >4 cm olan hastalarda SUVmaks ortalama değerleri 13,1 (5,5-25,5 arası) ve 17,1 (7,7-34,2 arası) idi. Tümör çapı ≤4 cm olan hastaların %42’sinde ve >4 cm olan hastaların %66’sında lenf nodu tutulumu vardı. SUVmaks değerleri ve lenf nodu FDG tutulumu açısından iki grup arasın daki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p <0,05). Sonuç: Serviks kanserli hastalarda primer tümörde yüksek SUVmaks değerleri lenf nodu metastazı açısından yüksek riski göstere bilir ve hastaların prognozunu ve tedavi yaklaşımının seçilmesini etkileyebilir.