Sayı 3
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11443/50
Browse
Search Results
Item Kulak Lobülünde Pilomatriksoma: Olgu Sunumu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2011-07-01) Altıntaş, Hande; Dikicioğlu Çetin, EmelÖZET Pilomatriksoma (Malherbe’nin kalsifiye epitelyoması), selim kalsifiye epi telyal tümördür. Kıl folikülü matriksinden köken alır. Çocuklarda baş boyun bölgesinde, soliter subkutan kitle şeklinde klinik verir. Ayırıcı tanıda akılda tutulmadığı zaman sıklıkla yanlış tanı alır. Tedavisi cerrahidir. Bu makale de kulak lobülünde sert kitle ile kliniğimize başvuran pediatrik hasta sunul muş ve pilomatriksoma klinik ve patolojik özellikleri ile gözden geçirilmiştirItem Geç Redükte Edilmiş Çocuk Travmatik Kalça Çıkığı: Olgu Sunumu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2011-07-01) Bilgesoy, İrfan; Erdem, Ahmet Can; Şener, NadirÖZET Çocuk travmatik kalça çıkıkları düşük enerjili travmalarla gelişen seyrek görülen vakalardır. Redüksiyon süresi prognozu doğrudan etkiler. Yüksek enerjili bir travma ile gelişmiş ve geç redükte edilmiş bir vakanın sonuçla rını değerlendirdikItem Kondrodermatitis Nodülaris Helisis: Olgu Sunumu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2011-07-01) Altıntaş, Hande; Çakmak, Hüseyin Özcan; Bilgili, SelçukÖZET Kondrodermatitis nodülaris helisis (Winkler Hastalığı), inflamatuar dejene ratif bir hastalıktır. Özellikle 50 yaş üzeri beyaz erkeklerde, heliks yerleşim li olarak görülür. Etiyolojisi kesin bilinmemekle birlikte oluşumunda mikro vasküler yetersizlik suçlanmaktadır. Neoplastik olmayan bu lezyon yüksek tekrarlama oranına sahiptir. Tedavide geçmişte çok çeşitli yöntemler kulla nılmıştır. Günümüzde tekrar oranını azaltan cerrahi tedavi önerilmektedir. Birçok klinisyen bu hastalığın klinik seyri, tedavisi hakkında yeterli bilgiye sahip değildir. Bu makalede ağrılı kulak lezyonu olan 39 yaşında erkek has ta sunulmuştur. Kondrodermatitis nodülaris helisis klinik bulguları, patoge nezi, tedavi seçenekleri ile tekrar gözden geçirilmiştirItem Migrende Kraniyal Otonomik Belirtiler: İki Olgu Sunumu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2011-07-01) Yalınay, Pınar Dikmen; Kaya, DilaverÖZET Kraniyal otonomik belirtiler (göz yaşarması, gözde kızarma, göz kapa ğı ödemi, myozis, burunda tıkanıklık, burun akıntısı, yüzde ve alında ter leme), trigeminal otonomik başağrılarının karakteristik özelliğidir, ancak birçok auralı, aurasız migren hastası da başağrısı atakları sırasında krani yal otonomik belirtiler gösterebilmektedir. Kraniyal otonomik belirtiler trigemino-otonomik refleksin aktivasyonu ile oluşmaktadır. Kraniyal oto nomik belirtilerin görüldüğü migren atakları diğerlerinden farklı olan özel liği sıklıkla daha şiddetli ve tek yanlı olmasıdır. Kraniyal otonomik belirtile rin eşlik ettiği 2 migren vakası sunulmuş ve migrende kraniyal otonomik be lirtiler tartışılmıştır.Item Unilateral Renal Tromboz ve Hiperkoagülabilite: Olgu Sunumu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2011-07-01) Şamlı, Murat; Doğulu, Çiğdem; Demirhan, NevzatÖZET Kliniğimize şiddetli sağ renal kolik benzeri lomber ağrı şikayeti ile başvuran, 40 yaşındaki erkek hastada hiperkoagülabilite sonucu gelişen parsiyel uni lateral renal arter trombozu olgusu sunulmuştur. Kontrastsız spiral BT in celemede şiddetli kolik yan ağrısını açıklayıcı, tıkayıcı özellikte bir patolo ji gözlenmeyen hastada, kontrastlı BT ile sağ renal arter parsiyel trombo zu saptandı ve hasta hospitalize edilerek, düşük moleküler ağırlıklı hepa rin tedavisine alındı. Akut tübüler nekroza ait poliüri evresi geçtikten sonra, tromboza yatkınlık oluşturan risk faktörleri açısından tetkik edilen hastada Lupus Antikoagüla nı pozitif ve PAI-1 4G/5G polimorfizmi heterozigot olarak saptandı. Hiperko agülabiliteye bağlı arteriyel tromboz geliştiği düşünülen hastaya, tromboz proflaksisi amacıyla oral antikoagülan başlandı.Item Anaerop Kan Kültür Şişelerinin Rutin Kullanımının Değerlendirilmesi(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2011-07-01) Akyar, Işın; Yaman, GörkemÖZET Amaç: Rutin kan kültürü uygulamalarında farklı protokoller uyarınca 2 ae rop şiş e ya da 1 aerop, 1 anaerop şişeden oluşan kan kültür setleri kullanıla bilmektedir. Aerop kan kültür şişeleri ile birlikte anaerop kan kültür şişeleri nin kullanıldığı kan kültür setlerinde fakültatif anaerop bakterilerin yalnız ca aerop şişelerin kullanıldığı kan kültürlerine göre daha iyi üredikleri gös terilmiştir. Kan kültürlerinde anaerop üremeleri saptayabilmek ve fakülta tif anaerop bakterilerin de saptanabilirliğinin arttırılması amacı ile anaerop kan kültür şişelerinin rutin kullanımının uygunluğu araştırılmıştır. Hastalar ve yöntem: Ağustos 2009 - Ağustos 2010 tarihleri arasında kuru mumuza ait 9 farklı hastaneden gönderilmiş olan 2398 hasta örneği (4796 şişe) 1 aerop ve 1anae rop kan kültür şişesinden oluşan kan kültür setlerine ekilerek BACTEC otomatize sistemi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmada tüm kan kültürlerinde pozitiflik oranı %29,6 olarak saptanmıştır. Tüm üremelerin 172’si (%24.3) yalnızca anaerop şişelerde, 310’u (%43.7) yalnızca aerop şişelerde, 227’si (%32) ise hem aerop hem de anaerop şişelerde saptanmıştır. Tüm üremelerin %63,8’ini Gram pozi tif koklar, %27,8’ini Gram negatif basiller, %0,4’ünü anaeroplar, %8,2’sini mantarlar oluşturmuştur. Bu mikroorganizmaların yalnızca anaerop şişe de üreme oranları Gram pozitif koklar için %26.1, Gram negatif basiller için %17.3, anaeroplar için %100, mantarlar için ise %3.4 olarak saptan mıştır. Sonuç: Bu veriler ışığında, kurumumuzda anaerop kan kültür şişelerinin ru tin laboratuvarda aerop şişelerle birlikte kullanılmalarının sürekliliği uygun bulunmuştur.Item Sağlık Çalışanlarının Tıbbi Atık Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2011-07-01) Akbolat, Mahmut; Işık, Oğuz; Dede, Cemile; Çimen, MesutÖZET Amaç: Çalışma, sağlık çalışanlarının tıbbi atıklar konusunda eğitim alıp al madıklarını; eğitim almışlarsa ne tür eğitim aldıklarını ve tıbbi atıkların toplanması ve bertaraf edilmesi konusunda belirgin özelliklerini ortaya koymaya yönelik tanımlayıcı bir araştırma olarak planlanmıştır Hastalar ve Yöntem: Çalışmanın evrenini Sakarya il merkezindeki kamu has tanelerinde görevli 1647 sağlık çalışanı oluşturmaktadır. Çalışmada tabaka lı rastgele örnekleme yöntemi kullanılmış olup; toplanan anketlerden 497’si analizlerde kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak yazarlar tarafından ha zırlanan bir anket formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde faktör anali zi, tanımlayıcı istatistiksel yöntemler ve ANOVA testi kullanılmıştır. Ölçe ğin Cronbach Alpha katsayısı 0,824’dür. Sonuçlar %95’lik güven aralığında, p<0,05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Bulgular: Daha çok hizmet içi eğitim şeklinde olmak üzere çalışmaya ka tılan sağlık çalışanlarının %69,6’sı tıbbi atıklar konusunda eğitim almış tır. Sağlık çalışanları genel olarak kurumlarının bir atık planının bulundu ğu (%66,9), tıbbi atıklar için özel depolama alanlarının ayrıldığı (%73,5), tıbbi atıkların toplanmasından sorumlu özel personelin görevlendirildiği (%72,6) ve tıbbi atıklarla diğer atıkların karışmaması için renk ayrımı yapıl dığı (%81,5) konusunda bilgi sahibidirler. Ayrıca, tıbbi atıkların enfeksiyon oluşmasını engelleyecek şekilde toplanması ve görevlilere teslimi konusun da (4,48±0,633) üst düzeyde bilgisi bulunan sağlık çalışanları arasında; he kim ve hemşireler; önlisans ve lisansüstü seviyede eğitim alanlar ve klinik ve polikliniklerde görev yapanların bilgi ve davranışlarının diğer çalışanlardan daha üstün olduğu bulunmuştur. Sonuç: Tıbbi atıkların diğer atıklardan ayrı toplanması ve geri kazanabilir atık ların değerlendirilmesi sağlık kuruluşlarının ekonomik kayıp yaşamaması ve ülke ekonomisine katkı sağlaması bakımından önemlidir. Bu kapsamda, çalı şanlar, hasta ve yakınları ve çevreye risk oluşturmadan hizmetlerin sürdürüle bilmesi için Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği doğrultusunda gerekli tedbir lerin alınması ve verilen eğitimlerin sürdürülmesi önerilmektedir. Araştırma MakaleleriCollection DerlemelerCollection Olgu SunumlarıCollection