Cilt 1
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11443/30
Browse
Search Results
Item Helikobakter Pilorinin Midede Yerleşim Yeri(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-07-01) Tiftikçi, Arzu; Çiçek ,Bahattin; Vardareli, Nesliar Eser; Saruç, Murat; Sağlıcan, Yeşim; Tözün, NurdanÖZET Amaç: Helikobakter pilori (H.pilori) gastrotropik bir bakteridir. Sadece mide epitelinde kolonize olabilir. Mide içerisinde yerleşim yeri; varlığını test etmek istediğimiz zaman daha da önem taşır. Kronik yüzeysel H.pilori gastriti zamanla atrofik gastrite sebep olur ve gastrit daha çok korpus baskın hale gelir. Böylece aslında antruma yerleşmeyi seven H.pilorinin yaş ilerledikçe veya atrofi geliştikçe korpusa yerleştiği düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı; hem antrum hem de korpustan biyopsi alınan ve H.pilorinin pozitif saptandığı hastalarda bakterinin yerleşim yerini araştırmaktır. Hastalar ve Yöntem: Mart 2009 ile Ekim 2009 tarihleri arasında Acıbadem Kozyatağı ve Maslak hastanelerinde endoskopi yapılarak hem korpus hem de antrumdan biyopsi alınan tüm hastaları retrospektif olarak inceledik. H.pilori saptanan hastalarda bakterinin yerleşim yerini araştırdık. Bulgular: Toplam 290 hasta çalışmaya alındı. H.pilori hastaların %37’sinde pozitifti. 290 hastanın 182’sinde (106 kadın, 76 erkek; ortalama yaş 41 (20–88)) H.pilori bulunmuyordu. 108 (55 kadın, 53 erkek; ortalama yaş 41 (19–76)) H.pilori pozitif hastanın 85 (%78)’inde bakteri hem antrum hem de korpusta kolonize, 19 (%17)’unda sadece antrumda, 4 (%3.7)’ünde sadece korpusta kolonize idi. Atrofi H.pilori negatif hastaların 6’sında (%3.3), pozitif hastaların 4’ünde (%3.7) vardı. Antrumda saptanmayıp korpusta H.pilori olan 4 hastanın sadece birinde atrofi vardı. H.pilorinin yerleşim yeri ile hastalarin yaşı, cinsiyeti, reflü özofajiti, ülser, atrofi, intestinal metaplazi varlığı arasında ilişki yoktu. Sonuç: Bu retrospektif çalışmaya göre antrumda H.pilori saptanmayan hastalarda korpusta H.pilori saptanma olasılığı çok düşüktür. H.pilorinin endoskopik biyopsilerle tanımlanmasında sadece antrum biyopsisi önerebilmek için daha geniş olgulu çalışmalara ihtiyaç vardır.Item Anemiye Neden Olan Dev İnflamatuar Fibroid Polip: Olgu Sunumu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-04-01) Vardareli, Eser; Tiftikçi, Arzu; Tözün, Nurdan; Özveri, Emel; Ertem, MetinÖZET Giriş ve amaç: İnflamatuar fibroid polip gastrointestinal sistemin nadir görülen, en sık mide antrumundan köken almakla birlikte gastrointestinal sistemin her yerinde görülebilen lezyonudur. Genellikle 1-3 cm boyutların da olan lezyonun tanısı obtrüksiyona bağlı yakınmalarla veya rastlantısal olarak konulmaktadır. Yazımızda anemiye neden olan dev ileal inflamatuar fibroid polip olgusu sunulmuştur. Olgu: 53 yaşında erkek hasta son haftalarda gelişen güçsüzlük ve renk sol gunluğu yakınması ile başvurdu. Fizik muayene ve laboratuar incelemeleri ile demir eksikliği anemisi tanısı konuldu. Anemi etiyolojisi araştırılırken ya pılan kolonoskopide terminal ileumda valv’den yaklaşık 20 cm proksimalde 7-8 cm boyutunda pedinküle polipoid lezyon mevcuttu. Hastaya laparosko pik segmenter ince barsak rezeksiyonu yapıldı. Lezyonun patolojik incele mesinde iltihabi fibroid polip saptandı. Sonuç :İnflamatuar fibroid polip demir eksikliği anemisine yol açabilen poli poid nitelikteki oluşumların ayırıcı tanısında göz önünde bulundurulmalıdır.Item Sigmoid Kolon Tutulumlu Mikroskopik Polianjiit; Ağrısız Kanama ile Başvuran Bir Olgu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2010-01-01) Tiftikçi, Arzu; Yurteri, Gürkan; Atuğ, Özlem; Çelikel, Çiğdem; Yavuz, Şule; Hamzaoğlu, HülyaÖZET Mikroskopik polianjiit küçük çaplı damarlarda nekrotizan vaskulitle seyreden pek çok organı tutabilecek sistemik bir hastalıktır. Nekrotizan veya bazen de hızla ilerleyen glomerülonefrit hastalığın major özelliklerindendir. Gastroin testinal sistem de tutulabilir ve genellikle hafi f bir klinikle seyreder. Biz sig moid ülseri ön planda olan mikroskopik polianjiit olgusu sunuyoruz. Yetmiş üç yaşında erkek hasta üç aydır aralıklı olan, ağrısız rektal kanama ile başvurdu. Kolonoskopide sigmoid kolonda dev ülser saptandı. Ülser kenarından alınan biyopsilerin histopatolojik incelemeleri küçük arter vaskuliti ile uyumlu idi. Takip sırasında hızla diyaliz ihtiyacı olacak böbrek yetmezliği gelişti. Mik roskopik polianjiit tanısı ile prednizon ve siklofosfamid tedavisi uygulanan hastanın dört hafta sonraki takip endoskopisinde ülserin tamamen iyileşmiş olduğu tespit edildi. Takip eden üç ayda da hastanın semptomu olmadı. Mik roskopik polianjiitli olguların üçte birinde gastrointestinal sistem tutulsa da genellikle bu tutulum hafi f seyirlidir. Olgumuz rektal kanama ile başvurup tanısı sigmoid kolondaki ülser kenarlarından alınan biyopsiler ile konulmuş vaskulitik hastalıktır.