Sayı 3
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11443/56
Browse
Search Results
Item Tırnak-Patella Sendromunda Patellar Oluğun Değerlendirilmesi: 3 Olgu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-07-01) Şener, Nadir; Debre, Mürsel; Enercan, Meriç; Göğüş, AbdullahÖZET Klinik ve radyolojik bulguları ile tırnak-patella sendromu tanısı alan 54 ya şında baba ve 24 ve 21 yaşlarında 2 oğlu patella ve patellar tendon yapıları, patellar oluk açıları ve diz fonksiyonları açısından değerlendirildi. Patella büyüklüğünün artması ile sulkus derinliğinin ve hareket açıklığının azaldığı ve diz önü ağrısı şikayetinin arttığı gözlenmiştir.Item L2 Hidroksiglutarik Asidürili Bir Çocuk Olgu(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-07-01) Işık, Uğur; Çongar, Emel ÇelebiÖZET L2 Hidroksiglutarik asidüri nadir rastlanan, otozomal resesif geçişli, meta bolik bir hastalıktır. Hastalık zihinsel engellilik, ataksi, ekstrapiramidal bul gular ve nöbetler ile gider. Tanısı kranial MRG ve idrar organik asit incelemesi ile konur. On bir yaşında nöbet geçirme, yürüyememe, okul başarısında düşüklük ile başvuran ve bu tanıyı alan bir olguyu sunmaktayız.Item Nadir Bir Eagle Sendromu: İki Taraflı ve Aşırı Uzun Stiloid Çıkıntı(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-01-01) Özmen, Süay; Erişen, LeventÖZET Eagle sendromu, uzamış stiloid çıkıntı veya kalsifiye stiloid ligaman, tek rarlayan boğaz ağrısı veya yabancı cisim hissi, boyun ağrısı, yutma güçlü ğü veya yüz ağrısına yol açtığında oluşur. Ek olarak boyun ve boğaz ağrısı aynı taraf kulağa yansıyabilir. Eagle Sendromu’nun tedavisi asıl olarak cer rahidir. Stiloid çıkıntı ağız içinden veya dışarıdan boyun yaklaşımıyla kısal tılabilir. Eagle Sendromu yakınmalarına yol açan iki taraflı ve aşırı uzamış stiloid çıkıntıları olan 33 yaşında bir erkek hasta ilgili literatürün tarama sı ile birlikte bildirildiItem Sağlık Turizmi ve Uluslararası Hastalar İçin Türkiye Pazarı(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-07-01) Altın, Ufuk; Bektaş, Gülfer; Antep, Zehra; İrban, ArzuÖZET Günden güne hem kamu, hem de özel hastanelerin sayısı artmaktadır. Ulu sal hastalara ait sabit bir pazar olması, sağlık sektöründe büyük bir rekabeti de beraberinde getirmektedir. Türkiye coğrafik konumu, iklimi, termal kay nakları, doğal güzellikleri, kaliteli tıp personeli ve yüksek teknoloji kullanan aletlere sahip hastaneleri ile sağlık turizmi için büyük bir potansiyele sahip tir. Sağlık turizminin 2011 yılı verilerine göre dünyadaki pazar payı yaklaşık olarak 400 milyar dolardır. Bu çalışma ile Türkiye’nin bu pazardaki mevcut durumunu ortaya koyarken; gelecekte bu pazardaki payını daha da artıra bilmek için gereken öneri ve düzenlemelerin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Hastalara ait veriler Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmi sitelerinden alınmıştır. 2010 yılında, sağlık turizmi için 109-678 hasta Türkiye’ye gelmiştir (Özel hastane: 77.003; kamu hastanesi: 32.675 kişi). Hastaların geldik leri ülke ve aldıkları sağlık hizmetine göre farklı dağılımlar sergilediği görülmektedir. Kamu hastanelerinin yanı sıra özel hastanelerin sayısı da günden güne artmakta ve bu sektörde önemli bir yer almaktadırlar. Sağlık sektöründe pazarı arttırmak için Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı sağlık turizmine gereken önemi vermelidir. Bu yolla oluşan döviz girdisi sağlık sektöründe pazar payını arttırırken; ortaya çıkan yeni iş olanakları işsizliği azaltacaktır. Sağlık sektörünün ayakta kalması için sağlık turizmi gün geç tikçe daha önemli hale gelmektedir.Item Nörobilim, Nöroteknoloji, Yalan Tespiti ve Etik(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-07-01) Ergen, Mehmet; Ülman, Yeşim IşılÖZET Hukuk ve güvenlik hizmetinden sorumlu kurumlar yalan ifadenin, bilime dayalı kanıtlarla tespit edilebilirliği üzerine çalışmaları her zaman ilgiyle takip etmişlerdir. Poligrafiden günümüze yalanın tespiti için kullanılan ci haz ve yöntemlerin optimizasyonu ve yeni araçların yalan tespiti için uyar lanması süreci devam etmektedir. Yeni araçlar arasında fonksiyonel manye tik rezonans görüntülemenin (fMRG) ileri teknoloji içermesi, pahalı olması ve sofistike değerlendirmeler içermesi sonuçlarının güvenilirliğini abartılı göstermekte ve büyük ilgi görmektedir. Günümüzde fMRG ile yalan tespiti ticari bir hizmet olarak arz edilmeye başlanmıştır. Vokal stres analizi, yüksek çözünürlüklü kameralar ile görüntü analizi yöntemleri gibi daha yeni yön temler dahil yalan tespit yöntemleri ele alındığında kimi yöntemin başarısı tatmin edici olmamakta, kimi yöntemin ise %90’a yaklaşan başarısı labo ratuvar ortamında simülasyon yapan gönüllülerden elde edilmiş veriler ile sınırlı kalmaktadır. Yalan ifadenin saptanmasına yönelik uygulamalar hak kında eldeki veriler, bu görüntüleme yöntemlerinin tam olarak geçerliğine, güvenilirliğine ve kullanılabilirliğine henüz olanak vermemektedir. Etik yönden tartışma yaratan iki konu, geçerliği tam olarak kanıtlanmamış bu tespit yöntemlerinin insan üzerinde uygulama alanı bulması ve kişinin bi lişsel düşünce süreçlerine izinsiz, iradesi dışında girilebilmesidir. Nöroetiğin “bilişsel özgürlük” kavramıyla dikkat çektiği bu sorun alanında uygulamalar henüz, toplumsal ve kamusal anlamda yeterince tartışılmış ve cevaplanmış değildir. Yalan tespit tekniklerine toplumda var olan ilgi ve merakın yüksel mesi ile tartışmalı noktaların genişleyerek artacağı öngörülebilir.Item Erişkin Kalp Cerrahisinde Ekstrakorporeal Dolaşım Sırasında NIRS Yöntemi ile Hepatik ve Renal (somatik) Oksijen Saturasyonu Takibi Anlamlı mı?(Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, 2012-07-01) Toraman, Fevzi; Özgen, Serpil Ustalar; Arıtürk, Cem; Sayın, Jülide; Erkek, Esin; Güçlü, Pınar; Ökten, Murat; Güllü, Ümit; Şenay, Şahin; Tektürk, Murat Burak; Karabulut, Hasan; Alhan, CemÖZET Amaç: Erişkin açık kalp cerrahisinde, NIRS yöntemiyle karaciğer ve böbrek dokusu oksijen saturasyonu (KSO2 ,BSO2) ölçümünün, sonuç parametrele ri üzerine olan etkisinin araştırılması. Hastalar ve Yöntemler: Üniversitemiz etik kurul onayı ve onamları alınan ko roner bypass cerrahisi olacak 88 hasta prospektif olarak çalışmaya alındı. Hastalara kliniğimizin rutin açık kalp cerrahisi protokolu dışında preopera tif dönemde, USG ile karaciğer ve sağ böbreğin cilde en yakın yerleri sapta narak operasyon sırasında bu lokalizasyonlara yerleştirilen NIRS problarıy la karaciğer ve böbrek satürasyonlarının takipleri alındı. Ölçümler; indük siyon öncesi (T1), indüksiyon sonrası (T2), ekstrakorporeal dolaşımın (EKD) 10. dk.sı (T3), EKD’ın 20. dk.sı (T4), ısınma sonrası (T5), EKD bitiminde (T6) tekrarlandı.. Aynı süreçlerde pH, pCO2, pO2, laktat, ortalama arter basıncı ve kalp hızı (KH) değerleri de kaydedildi. Karaciğer ve böbrek fonksiyonları preoperatif, postoperatif 2. ve 4. günlerde kreatinin, üre, ALT, AST değerle riyle değerlendirildi. Sonuçlar Pearson korelasyonu ile karşılaştırıldı. Bulgular: Karaciğer ve böbrek oksijen saturasyonu değerleri T2 periyodu dı şında paralel değişim göstermiş olup Pearson korelasyonu yaklaşık r:0,6 dü zeylerinde p<0,001 bulunmuştur. Böbrek saturasyonundaki yüzde değişim ile preoperatif ve postoperatif üre, kreatinin değerleri arasında anlamlı ko relasyon bulunamadı. T2, T4, T5 periyotlarındaki karaciğer saturasyonu yüz de değişimi ile postoperatif 4. gün AST değerleri arasında zayıf ama anlam lı bir korelasyon (r: 0,220 p<0,03 ) vardı. Sonuç: NIRS yöntemi ile erişkinlerde serebral, pediatrik hastalarda serebral ve somatik doku oksijen satürasyonları takip edilmektedir. Çalışmamızda; NIRS değerleri, hemodinamik parametrelerdeki stabilite ile uyumluluk gösterse de, erişkinlerde somatik oksijen satürasyonu takibinin anlamlı olduğunun söylenebilmesi için, perioperatif renal ve hepatik iskemi riskli obez olmayan hastalarda çalışmanın tekrarlanması gerektiği kanısındayız. Araştırma MakaleleriCollection DerlemelerCollection Olgu SunumlarıCollection